Potansiyel bir müşterinin soğuktan ılığa, ılıktan sıcağa doğru geçişiyle alakalı bu yazımızda konuşacağız. Her şey, sizin hedef kitlenizin sizi bilmeleri, beğenmeleri, güvenmeleri ve satın almalarıyla ilgili olduğunu bilirsiniz. Bu süreci bu yazımızda müşteriyi nasıl harekete geçireceğimizi paylaşıyor olacağım.
Müşterilerinizi, potansiyel müşterileri bularak, onları belli aşamalardan geçirerek satış yaptırarak düzenli ödeme yapan müşteri haline getirmekle başlar.
Satış, pazarlama dediğimiz şey, dışarıdaki potansiyel bir müşteriyi önce dikkatini çekerek kendi funnel sayfasına yönlendirip belli aşamalardan geçirterek satış yapmalarını sağlayarak düzenli ödemeler yapan bir müşteri haline getirmektir.
Temelde mantık, karşımızda bir potansiyel müşteri var, onların bizi, çözümümüzü fark etmesini ve sonradan da GÜVENMESİNİ ve PARA VERMESİNİ SAĞLIYORUZ.
Bu felsefenin ilk çıkış noktası Funnel’la başlar. Funnel dediğimiz şey bir web sitesi değil, bir bakış açısı; potansiyel müşterileri belli bir trafikten çekerek sayfaya getirmek ama zorunlu bir rotayı takip etmelerini sağlayarak dikkatlerinin dağılmadan satış yapmalarını sağlamaktır.
Bu durumda ilk etapta
- Hedef kitlenin problemi fark etmeleri gerekir: Sosyal medya paylaşımlarınızla, reklama para vererek çıkmanızla veya sosyal medya gruplarına katılarak kendi çözümlerinizi; yani ürün-hizmetlerinizin “BENDE” olduğunu fark ettirmektir. Örneğin bu kitlenin karşısına çıkıp şöyle ilgilerini çekebilirsiniz: “Merhabalar, dijital reklamlarla ilgileniyorsanız fakat Facebook’taki IOS14 güncellemesinden sonra reklam hesaplarınızın kapatıldığını veya reklam verimin düştüğünü düşünüyorsanız bu konuyla ilgili 3 adımlık bir stratejim var. Aşağıdaki linke tıklarsanız bu çözümü sizinle paylaşırım” gibi… Bu yaptığımız şey; insanların karşısına geçip “Böyle bir problemin olduğunun farkında mısın?” diyoruz aslında. Ve çözümünün de bizde olduğunu söylüyoruz.
- Hedef kitlenin çözümü fark etmeleri gerekir
- Çözümün sende olduğunu hedef kitlene fark ettirmen gerekir. Yani çözüm sende. Bunun sonucunda da satışa dönüyor.
Bu konuyu daha önce, hedef kitlenin; Instagram, Facebook, LinkedIn’dan nasıl dokunabilir, ısınmaya davet edebilir, nasıl alıştırabilir, nasıl satışa çağırabiliriz diye de bahsetmiştik.
Hedef kitlemizin bizleri fark etmeleri gereken süreçler şunlardır:
1. Hedef kitlemizin bizi “BİLMELERİ” gerekiyor: İnsanların bizi bilmelerini sağlayacak şeyler;
Sosyal Medya Paylaşımları: Bu platformlar; Youtube videoları, Instegram, Facebook Reels veya postları, Tik Tok Videolarıyla insanlara kendimizi fark ettirebiliriz.
Biliyorsunuz, günümüzde EN DEĞERLİ PARA BİRİMİ “DİKKAT ÇEKMEKTİR.” İnsanların dikkatini çekebiliyorsanız para çekebiliyorsunuz demektir. Zaten Funnel sayfanın giriş kısmı, İNSANLARIN DİKKATİNİ ÇEKEREK REKLAMLARINIZI TIKLAMALARINI SAĞLAMAKTAN gelir.
Soğuk Mailler: Bazı sosyal medya platformlarından belli bir strateji uygulayarak bizi tanımayan hedef kitlelerin maillerini alabiliyoruz. Fakat bu maillerle de onlara kendimizi tanıtmamız için harika bir yol olabilir. Bundan dolayı mail atarken önce kendinizi doğru ve otoritenizi, çözümünü sunacak mailler atılmalıdır.
Group Paylaşımları: Pazarlamanın temelinde, iletişim ve psikoloji vardır. Biz insanlar sosyal varlıklar olduğumuz için iletişime açızdır. O yüzden biz insanlar fikirlerimizin yakın olduğu, ortak paydada buluşabileceğimiz, aynı konuları konuşabileceğimiz toplulukların içerisinde olmak istiyoruz; yani kabilenizi bulmanız gerekir. Bizi ilgilendiren belli gruplara katılarak kendi çözümlerimizi hedef kitlemize fark ettirebiliriz. Bu gruplar, LinkedIn’da, Facebok’ta veya discord kanalları içerisine dalıp kendimizi fark ettirebiliriz. Önemli olan bu grupların içerisine girip hedef kitlenizin dikkatini çekecek paylaşımlar yapabilmen önemlidir.
Referans: İnsanlar sizin referansınız olarak bilinmenizi sağlayabilirler. Siz bu insanların hayatlarına bir değer katmışsınızdır ve o kişi bundan tatmin olmuştur ve arkadaşını size tavsiye etmiş olabilir.
Reklamlar: Sosyal medya reklamları; Facebook, Google Ads, Instagram, Tik Tok, YouTube veya Linkedın platformlarını kullanarak paralı reklamlar verip onlara sunduğunuz çözümünüzle (ürün-hizmet) fark ettirebilirsiniz.
Canlı Yayınlar: Bizim istediğimiz bir trafik var ve o trafik (hedef kitle) sizi takip ediyor diyelim. Ama fenomen birisiyle anlaşıp onunla canlı yayına çıktığınız zaman onun hedef kitleleri de sizi fark etmiş olacaktır. Ortak canlı yayınlardan bahsediyorum, oturup telefon karşısına tek başınıza sabahalar kadar canlı yayın yapılmasından bahsetmiyorum. Başkalarının takipçileri sizi takip edecek ORTAK CANLI yayınlardan bahsediyorum.
Network Etkinlikleri: İş için network grupları var, bazı eğitimlerin network grupları var, birçok alanda network grupları vardır. Bunu network marketingle karıştırmayın bundan bahsetmiyorum. Network grup ve etkinliklerinden bahsediyorum. Mesela şöyle düşünün, siz dijital reklamcısınız ve bir de başka bir sektörden yazılımcı var. Aynı network platformu içerisindeyiz ve bu iki kişi müşterilerini birbirleriyle paylaşabilirler.
Mesela Network uzmanı olan Ziya Şakir, Fatih Çoban’a network kitlesiyle “Kafa Yapısı” adında seminer düzenleyerek kendi hedef kitlesini paylaşmıştı. Düşünün bazı kişisel eğitimler aldığın yerlerde farklı farklı insanlar tanıyıp ilgini çeken kişilerin telefon, maillerini alıp onunla güçlü bağlar kurduktan sonra hedef kitlelerinizi birbirlerine paylaşabiliyorlar. Buna, Kontak = Kontrat da deniyor, ne kadar fazla kontağa ulaşabilirsen o kadar fazla kontrat imzalayabilirsin.
EN DEĞERLİ PARA BİRİMİ; DİKKATTİR
2. Hedef Kitlemizin Bizi “BEĞENMELERİ” Gerekiyor: Hedef kitlenizin sizi beğenmeleri için şaklabanlık yap-ma-yacağız tabii ki. Öncelikle hedef kitlenizin sizleri beğenmeleri için onlara ücretsiz değer katacak bilgiler veya hizmetler veya ürünler vermeniz gerekir. Bunun en güzeli örneği de Lead Magnetlerdir.
Lead Magnet: potansiyel müşterilere sadece mail ya da telefonları karşılığında çok kıymetli belki bunu parayla satın alamayacakları bir kitapçık, eşantiyon veya başka bir şey verebilirsiniz.
Mesela insanların reklam maliyetlerini düşmesini sağlayacak veya 5 adımda haftada 3 kilo verdirecek veya Cana’nın 5 Püf noktasını bilip 3 dakikada hızlı tasarımlar şeklinde bir e-kitap hazırlayıp hedef kitlenizle maillerini vermeleri karşılığında hazırladığınız kitapçıkları ücretsiz verebilirsiniz.
Hikayeler (Story) ve Postlar: Sosyal medya hesaplarınızda insanlar artık sizi tanıdıkları zaman hem biyografinizdeki yazıyla hem Storylerinizle kamera arkası görüntülerinizle birlikte sizin nasıl bir insan olduğunuzu gösteren paylaşımlarınız beğenilmeniz konusunda etkili olacaktır.
Sizin bu yolculuktaki mücadeleleriniz, bakış açılarınız, inanışlarınız, zorluklarınız, mücadeleler ve başarılarınızla birlikte bu süreçleri bir araya getirdiğiniz paylaşımlarınızla insanların sizi beğenmelerini sağlayacak. Belki sizlerin başkalarına kattığınız değer ve sosyal kanıtlarınızla hedef kitlenizin sizi beğenmelerini sağlayacaksınız. Sonuçta edindiğiniz tüm tecrübelerinizi şeffaf bir şekilde paylaştığınızda sizlerin içeriklerini hem beğenip paylaşacaklar hem de güven duymalarını da sağlayacaksınız.
Ses Kayıtları: Hedef kitleniz sizi fark ettiklerinde sizi bilmelerini sağladığınızda bazen bu kitlenizi sosyal platformlarda (Instagram, Facebook, LinkedIn vs.) tutmazsınız bu kitlenizi Telegram, Discort veya Whastup grup kanalları oluşturarak buralara davet edebilirsiniz. Ve bu kitlenin sizden değer elde etmelerini sağlayacak topluluklara davet eder ve o platformda video, ses kayıtlarınız veya röportajlarınızla onların beğenisini toplayabilirsiniz.
Blog Yazınız: Sakın “Günümüzde Blog Yamak mı Kaldı?” diye düşünmeyin. İşte ben canlı örneğiyim. Bunu sizlere değer katmak için yapıyorum başka inanın bir amacım yok. Bazıları kendi blog yazılarını Tweeter platformlarında yazılarını olta hikâye ve teklif şeklinde kısaltarak sunanlar var.
Mesela Nasıl yapıyorlar? “Tekstil dünyasında yurt dışında satış hacminizi arttırmak istiyorsanız kullanmanız gereken üç aplikasyon veya e-ticarette satışlarınızı arttıracak 5 adım” şeklinde yazıp kendi blog linklerini verip hedef kitlenin hazırladığı blog sayfalarına çekip beğenmelerini sağlayabilirsiniz. Hedef kitlenizin sizi beğenmeleri ve sizinle bağ kurmaları için bir değer üretmeniz gerekiyor ve bunun da temel mantığı şudur: Sizin İNANIŞLARINIZ, SİZİN yolculukta yaşadığınız MÜCADLE, ZORLUKLARINIZ ve sizin BAŞARILARINIZ.
Yukarıdaki bu üç konsepti ister “YAZILI” olarak, isterseniz “SESLİ” olarak isterseniz de “GÖRÜNTÜLÜ” olarak paylaşabilirsiniz. Görüntülü olarak Youtube, Tik Tok, Instegram vs. Paylaşabilirsiniz. Sesli olarak da “Telegram, Discort ya da Whats’up” uygulamalarında sesinizi kaydedip bırakabilirsiniz. Yazılı olarak da “BLOG, TWEETER, INSTEGRAM, FACEBOOK vs” gibi platformlardan çözümünüzü beğenmelerini sağlıyabilirsiniz.
Bu süreci yandaki resimde de görüleceği gibi yatay değil de bir Funnel gibi düşündüğümüzde Funnelın ilk girişi başta sizi bilecekler sonra paylaşımlarınız değerlerinizle sizi beğenecekler sonra size güvenecekler sonra size güvenenler de olsa bazıları ürününüzü alacak bazıları almayacak.
Bu da aslında bir funnel mantığını göstermektedr.
3.Hedef Kitlemizin Bize “GÜVENMELERİ” Gerekiyor:
Sözünüzü Tutun: İnsanlara bir söz vereceksiniz ve o sözü tutacaksınız. Hepsi bu. Güvenilir insan bu demek değil mi? Verdiği sözün altı boş olmayan insan güvenilir insandır.
Küçük küçük sözler verebilirsiniz. Mesela aşağıdaki linki tıklayın Telegram gurubumuza katılın girişimciliğe dair günlük ses kayıtları paylaşacağım. Küçük şey vaat ediyorsanız bunu yerine getirmeniz gerekir.
Gerçekten insanların faydasına o platformda bir şeyler paylaşmanız gerekiyor. Veya hazırladığım şu e-kitabı indirin uygulayın ve sonucunu alın gibi şeylerle onlara vaat ettiğiniz şeyi göstermeniz gerekiyor ki hedef kitleniz size güvensin. Gerçekten de vaat ettiğin şeyin hedef kitlene fayda sağlaması gerekiyor. Eğer vaat ettiğin şey değer sağlamaz ise güvenilir birisi olamazsınız. Bu iş Vur-Kaç gibi bir yaklaşım değildir.
Amacımız Uzun vadede süreklilik getiren bir kazanç yaratmaktır. Bu da müşterinin ihtiyacını gerçekten karşılamakla ilgilidir. Eğer hedef kitlenizi yönlendirdiğiniz sayfada “Mailinizi yazın size şunu göndereceğiz” derseniz ve göndermezseniz güvenilmez biri olursunuz.
Mesela “Yarın akşam saat 9:00 da Instagram’da canlı yayın yapacağım ve canlı yayında sizlerin reklam stratejileriyle ilgili sorularınızı yanıtlayacağım” şeklinde bir söz verebilirsiniz. Bir söz verdik; akşam 9:00 da canlı yayını yaptınız ve o canlı yayına gelen hedef kitleniz muhtemelen bizim sözümüzde duruna biri olduğumuzu gördüler ve yavaş yavaş güvenmeye başlayacaklar.
Hedef Kitlenizin Beklentisinden Fazlasını Verin: Nasıl biz hedef kitlemizin beklentisinden fazlasını verebiliriz? Bu üst seviye bir yaklaşımdır aslında. Mesela, “Aşağıdaki linki tıklayın benim Facebook Reklamlarıma dair çeklist kitapçığımı indirin” dediğinizde hedef kitleniz mailini doldurdu ve ona otomatik mail gönderdiniz (Burada size çok küçük bir püf nokta söylüyorum dikkatli dinleyin…) ve bu mail örneğini şu şekilde sizlere sunuyorum:
“Tebrikler Fatih, Benim Facebook reklamlarıma dair kitapçığını ekte bulabilirsin. Aşağıda bir indirme butonu var fakat sadece bununla yetinmek istemedim. Siz bu listeme kaydolduğunuza göre gerçekten dijital pazarlamada başarılı olmak isteyen bir insan olduğunuzu düşünüyorum. Bu sebeple sana ayrıca, Youtube reklamlarına dair bu eğitim videomu da hediye etmek istiyorum. Aşağıdaki linke tıklayarak bu videoyu da izleyebilirsin.” şeklinde bir mail yazısı yazdınız; karşı taraf bunu beklemiyordu ve size daha fazla güven duymasını sağladınız.
Bağ kurmak: Sizlerin bağ kuracak hikayeleriniz olması gerekir. Önceden de bahsettiğimiz gibi hedef kitlenizin sizleri beğenmesi için bazı içerikler oluşturmanız gerekiyor. Burada potansiyel müşterilerinizin sizlerle bağ kurmalarına dair seminerler yapabilirsiniz.
Dijital Reklamcılıkla ilgili Fatih Çoban’ın katıldığınız seminerlerinde kendi biyografisini slaytlarla hikayeler anlatarak insanların kendisine bağ kurmalarını sağladığını biliyoruz. Mesela sunumdayken nasıl üniversiteyi bitirdiğini, diplomalı bir işsiz olarak kariyer.net’te 37 iş başvurusu yaptığını, yurt dışına çıkıp dil okullarına Filipinler’de katıldığını, online ticarete başladığını ve parası bittiğinden para kazanması gerektiğini ve ilk kurduğu şirketi batırdığını gibi dikkat ederseniz hep bir hikâye, bir mücadele anlatmıştır.
Aslında dikkat ederseniz Mücadele, Başarı ve İnanç konuları bir hikâyeyi anlatır ve bu hikâye formatı sizin insanlarla bağınızı kuvvetlendirir. Siz sadece iyi yanınızı anlatırsanız sizden daha aşağıda olan kişiler kendilerini küçük görüp sizi takip etmeyi bırakabilir veya sadece mücadelenizi anlatıp başarı hikayenizi anlatmazsanız da bu sefer de bu işi yapacaklarına dair umutları olmaz. Hepsi bu hikâyede olmalı ki kitleniz size güvensin ve yola çıksın.
Bazı insanlar sizinle şöyle bağ kurabilmektedir; “Kimisi Ankaralıyım deyip sizinle bağ kurabiliyor, kimisi sizinle aynı okuldaydım ben de deyip bağ kurabilir, aynı tecrübeleri yaşamış insanlar sizinle bağ kurarlar.
Otobüsle yolculuk yaptığınız zamanları hatırlar mısınız? Yanınızda oturan kişi sizinle bağ kurmak için ilk ne sorardı size? “Nerelesin Hemeşrim?” Evet aynen bağ kurmak da böyle olur. Herkes anlattığınız hikayenizin bir noktasını alıp sizinle bağ kurabiliyorlar hızlı bir şekilde. Kendi hikayeleriniz insanlar sizinle bağ kuracak ve size güvenmelerini sağlayacaksınız bu yaklaşımla.
Bir insanın size hayır dememesini istiyorsanız “Ortak Dostluklar” ve “Ortak Düşmanlıklar” ortaya çıkarabilirsiniz. Ortak Dostla şu demek: “AAA sen de mi basketbolcusun? Aaa sen de mi Beşiktaşlısın? Aaa sende mi Atılım Üniversitesin ‘den mezun oldun? Sende mi Ankaralısın?” bu gibi yaklaşımlarla karşı tarafla ortak bir dostluk buluyorsun ve bir bağ kurmuş oluyorsun. Ya da ortak bir düşman buluyorsun.
Nedir ortak düşman bulmak? Mesela bir tekstilciyle konuşuyorsunuz ve “Ahmet Bey biz bir gün B şirketinden bir alışveriş yapmıştık ürünler çok kalitesiz çıkmıştı. Sizin tanıdığınız bir şirket mi bu?” halbuki siz biliyorsunuz ki o şirket konuştuğunuz firma sahibinin rakip şirketi. Psikolojik olarak karşı tarafında kabul ettiği ortak bir düşman bulup bağ kuruyorsunuz. Yani ötekileştirme de diyebiliriz bu yaklaşıma.
Sürekli insanların peşinden koşan biri olmayın. Kul olun. Sürekli kovalayan kişi, güvensizlik verir karşı tarafa. Genelde kendini ağırdan satan insanlar daha güvenilir insanlar olarak görülür
4.Hedef kitlemize Bizim Ürün-Hizmetimizi “SATMAMIZ” Gerekiyor: Müşteriyle bir görüşmede nasıl bir iletişim kurabileceğiniz her şeyden daha önemlidir. Onun için ayrı bir yazımızda paylaşmayı uygun görüyorum.
12 Satış Stratejisi
Doğru Soruları Sormak
Acıyı Hissettirmek
İhtiyacı Göstermek
Çözümü Göstermek
Faydayı Hissettirmek
Burada yeni başlayanlar için potansiyel müşteri bulunması açısından reklama para vermeden doğal yollarla kendinizi bu grupların içlerine atıp tanıtabilirsiniz. Udemy.com da ücretsiz eğitimler oluşturup, Facebook, LinkedIn vs. gibi sosyal platformlarda bu udemy.com da oluşturduğunuz eğitim linkinizi paylaşabilir ve sizin ne yaptıklarını öğrenmiş olacaklardır. Her zaman birileri sizden bir şeyi daha iyi yapacaktır. Yola bunu kabul ederek başlayın. Güzel bir söz vardır:
Başkalarının Versiyon 50’siyle Kendi Versiyon 1’inizle Kıyaslamayın
Markanızı oluştururken daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi takviminize, günlerinize isimler verin. Mesela pazartesi “Bilinme Günü” Salı “Beğenilme Günü” Çarşamba “Güvenilme Günü” Perşembe de “Satış Günü” şeklinde bir plan yapabilirsiniz.
Bakın pazartesi günü “İnsanlar Bizi Bilsinler” diye sürekli içerik üretmeye dayalı çalışmalar yapılması gerekir. Bunun bir GÜNÜ olmazsa sitten sene İÇERİK ÜRETEMEZSİNİZ; emin olabilirsiniz.
Bu konunun uzmanı konuşuyor desem de genelde ben her şeye başlayıp günlere ad takmadığım için günümü gün edenler arasındaydım. Siz içerik ürettiğiniz sürece hedef kitleniz illaki sizin sosyal profilinize girip bakacak. İçerik oluşturmak için bir web site kurmanıza gerek yoktur. Zaten sosyal medyanız sizin bir web site yerine geçiyor. Ama siz olsun derseniz onu bilemem, yapabilirsiniz.
Bazıları “Ben para kazanamıyor” diye serzenişte bulunurlar. Şöyle bakın tekrar anlattıklarımıza acaba bu metotları doğru yaptıktan sonra bir tane bile bir müşteriyle anlaşamıyor musunuz?
Şöyle bak, eğer yeterince satış yapamıyorsan sırayla şunları gözden geçir:
Eğer BİLİNMİYORSAN,
O zaman bilinme hakkında pek yeterli şeyler yapmıyorsun demektir.
- Doğru hedef kitleyi ya bulamadın ya da kendini doğru konumda tanıtamamışsındır
- Oluşturduğun bilgiler, kattığın değerler kitlene sonuç getirmiyor olabilir.
- Piyasa ya da sektör senin yaptığın şeye değer vermiyor olabilir.
- Katıldığın gruplar yeterli olmayabilir
- Müşterilere organik bulma açısında yetersiz olabilirsin
- Reklama para harcamak istemiyor olabilirsin
- Bir ay içinde düzenli olarak tüm içeriklerini yeterli olduğunu düşünüp istediğin sonucu alamadın “Bu iş olmuyor” diye işi bırakabilirsin.
- Sektörün ihtiyacı vardır ama yeterli ve teknik bilgin olmayabilir ve kitlen seni yetersiz buluyor olabilir.
Eğer BİLİNİYORSUN FAKAT BEĞENİLMİYORSAN
O zaman beğenilme konusunda pek bir şey yapmıyorsun demektir.
- Kitlene değer katacak ürün-hizmetin ücretsiz bile olsa bunları kitlenle paylaşmıyor olabilirsin.
- Değer kattığın şeyin gerçekte işe yaramadığını ama senin varsayımınla işe yaradığını düşünüyor olabilirsin
- Tecrübelerini hikayelerle doğru bir şekilde; Mücadele ve zorlukların, başarıların ve bunlar sonucunda inandığın şeylerden yeterli bahsetmemiş olabilirsin.
- Kitlenin acılarını çok dile getirmemiş olabilirsin,
- Çözümün çok yeterli olduğunu düşünmemiş olabilirler
- Günlük olarak düzenli şeyler paylaşmıyor olabilirsin.
- Kitlen için bir Telegram, Discort gibi grup kanalları oluşturup günlük video ya da ses kayıtları atmıyor olabilirsin. Hedef kitleni yalnız bırakmış olabilirsin.
- Belki blog sayfa da kendini daha iyi anlatacakken daha geniş ve derin bilgilerin var ama bunları web sayfanda olmadığı için sosyal medyada paylaşmanın yararı olmayacağını düşünüyorsun.
- Sana sorulan sorulara çok geç ve yüzeysel yanıtlar veriyor olabilirsin
- Başka rakiplerini sürekli kötülüyor olabilirsin
Eğer BİLİNİYORSAN, BEĞENİLİYORSAN AMA GÜVENİLMİYORSAN
O zaman kitlen sana güvenmiyordur.
- Kitlene değer katacak bir kitapçık hazırladın ama maillerine otomatik giden cevaplar da yanlışlıkla da olsa kitapçığı eklemeyi unutmuş olabilirsin.
- Seminer yapıyorsan ve belli bir saatte davetiye gönderip çok geç gelmiş olsan da güvenlerini zedelemiş olabilirsin.
- Profillerin, bilgilerin, ürünlerin ya da hizmetlerin konusunda yeterli bir imajın olmamış olabilir.
- Söz verip sözünü tutmadığın şeyler olmuş olabilir mi?
- Ürününe-hizmetine güvenmiyor olabilirler.
- Yeterli derecede sosyal kanıtın olmadığın için sana güvenmiyor olabilirler.
- Başka birine güvenilmeyen birisiyle görülüp güvenmeyebilirler
- Para iadesi deyip çok geç iade ediyorsan ya da etmiyorsan güvenmiyor olabilirler.
- Sorun yaşadıklarında mesajlarına çok geç döndüğünde sana güvenmiyor olabilirler.
- Fiziksel bir şey satıyor olabilir ve 2 gün içinde kargoya verilecek deyip 4 gün sonra kargoya verildiğinde güven kaybediyor olabilirsin.
- İşin öze; SÖZÜNÜ ZAMANINDA TUTUYOR MUSUN?
Eğer BİLİNİYORSAN, BEĞENİLİYORSAN, GÜVENİLİYORSAN FAKAT SATIŞ YAPAMIYORSAN
O zaman kitlene doğru satış tekniklerini uygulayamıyorsun demektir. Ama on kişiden 2 kişiye satış yapmışsan o zaman ya sana ya da ürününe güvenmiyor olabilirler. O zaman güveni tazeleyecek şeyler yapman gerekecek. Hep geri geri gidin.
Dostlar bu yazımız bitiriyoruz ama beni takip etmeye devam edin çünkü az bilinen konuları sizinle paylaşıyorum.
Sağlıcakla kalın görüşmek umuduyla
Kaynak: Digiens Academy-Fatih Çoban