Çoğu insan dijital bir ürün yaratma konusunda masa başında oturup bir şeyler yazacaklarını düşündüklerinde bu azimleri hemen kaybolur. Eğer siz de onlardan birisiyseniz, bu bölümü okuyup bitirdikten sonra bu dununu dert etmenize gerek kalmayacak.
Öncelikle tüm dijital ürünlerin klavye başında oluşturulduğu fikrinin doğru olmadığını bilin. İçerik yaratmanın pek çok yolu vardır. Bu yolları tek tek incelemeden önce, dijital ürününüzün üç ana gelişim aşamasından geçeceğini bilmeniz gerekir.
Birinci aşama: İçeriği oluşturmak
İkinci aşama: İçeriği düzenlemek
Üçüncü aşama: İçeriği aktarmak
Tüm süreci böyle aşamalara ayırınca her şey daha kolay ve anlaşılır görünecektir.
Birinci Aşama: İçeriği Oluşturmak
Dijital ürününüzün içeriğini yaratmak için pek çok farklı yöntem kullanabilirsiniz. Haydi bu yöntemleri tek tek inceleyelim.
Birinci Yöntem: Oturun ve Yazın
Bu en bilinen yöntemdir. Özellikle de konunuz zaten iyi bildiğiniz bir şey ise, sizin için en uygun yöntem bu olabilir. Bu dununda yapmanız gereken tek şey bildiklerinizi kâğıda dökmektir. Eğer bu yöntemi tercih edecekseniz, size şu altı prensibi izlemenizi tavsiye ederim.
1. Yazarken Düzenlemeye Çalışmayın
Yazarların tıkanmalarına neden olan en büyük hata muhtemelen budur. İnsanlar kâğıda döktükleri her cümlenin açık, doğru ve özenli olması gerektiğini düşünür. Eğer siz de bu nedenle yazmakta zorlanıyorsanız, canınızı boşuna sıkıyorsunuz demektir.
Bunun yerine yazma sürecini kilden heykel yapmak gibi düşünün. Önce çamur parçasını masaya koyarsınız, ardından kile şekil verirsiniz, son olarak da ufak ayrıntılarını düzenlersiniz. Hammadde masaya yatırıldıktan sonra fazlalıkları atmak, biraz geri çekilip şekle bakmak, sonra yaklaşıp ufak ayrıntıları düzenlemek dışında yapacak bir iş yoktur.
Beyninizin şekilci kısmı yaratıcı bölümünü engellemesin. Öncelikle bırakın yaratıcı tarafınız elindeki tüm hammaddeyi masanın üzerine koysun. Sonra şekilci tarafınızı serbest bırakıp fazlalıkları alabilir ve gerekirse masanın üzerine biraz daha hammadde koyabilirsiniz.
2. Taslak halindeki metninizi başka insanların okumasına izin vermeyin!
Sözlü ya da sözsüz tutumlara karşı hassas olabilirsiniz ve henüz taslak halindeki metninize ilişkin ufak bir olumsuz mesaj sizin tüm projeden vazgeçmenize neden olabilir. Bu nedenle tavsiyem, tüm malzemenizi kâğıda döküp metni baştan sona düzenlemeden önce onu kimseye göstermemenizdir.
3. Bu Noktayı Bir Daha Vurguluyayım: Metnin Uzunluğuna ya da Kısalığına Takılmayın!
Eğer metin beklediğinizden çok uzunsa, düzenleme kısmında fazlalıkları atabilirsiniz. Eğer çok kısaysa, bu durumda kendinize bu metnin konuyu tüm yönleriyle kapsayıp kapsamadığını sorun. Eğer kapsıyorsa, sorun yoktur.
Sizi bilmem ama ben, sırf sayfa doldurmak için yazılmış cümleler gördüğümde çok kızıyorum. ” Gazyağını ortada bırakmayın, çocukların eline geçerse tehlikeli olabilir” gibi lafları okuyunca ahmak yerine konduğum hissediyorum. Bunun yerine metninizi kısa ama öz yazmanız avantajınızadır ve okurlarınız da bu özelliği takdir edecektir.
4. Yazım Sürecinde Kesinlik Peşinde Koşmayın!
Bir veriyi, model numarasını veya başka bir unsuru bilmiyorsanız, yazmayı bırakıp bu bilgiye ulaşmaya çalışmayın. Seri bir şekilde yazabiliyorsanız, bu gibi ufak detayları sonra doldurmak üzere boşluk bırakarak yazmaya devam edin. Örneğin,” Çim makinesinin bıçağı bozulursa, www_______.com adresine girerek numaralı çim biçme bıçak modelini ısmarlayabilirsiniz” şeklinde yazarak işinize devam edin.
5. Yazmaya başlayın, gerisi gelir.
Eğer masaya oturuyor ama iyi bir konuya odaklanamıyorsanız, yazarların çok iyi bildiği bir tekniği duymak size komik gelecektir. Böyle bir durumda şunu yazmaya başlayın:” Ne yazacağımı bilmiyorum. Ne yazacağımı bilmiyorum. Ne yazacağımı bilmiyorum.
Ne yazacağımı bilmiyorum… Bu cümleyi on kere yazdığınızda beyninizdeki tıkanıklık bir anda açılacak ve aklınıza daha yararlı fikirler gelecek. Mesela bir anda aklınıza 12 adımda su filtresinin nasıl ayarlanabileceği gelecek ve kendinizi bunu yazarken bulacaksınız.
Sabırlı olursanız, kısa zamanda kelimeler daha tanımlayıcı olacak ve kendinize şekilci bir yaklaşım uygulamazsanız, hammadde birikmeye başlayacak. Kimileri de neyi yazmadıklarını söylemeyi tercih eder veya yazmaya bu noktadan başlamayı daha kolay bulur. Örneğin şöyle yazılabilir:” Bu, evde domates yetiştirmekle ilgili tipik bir rehber değil. Piyasada bunun gibi 130’dan fazla rehber var zaten. Bunun yerine bu rehberde az bilinen, belki de hep merak ettiğiniz konulara değineceğim…”
6. Bir taslak hazırlayın!
Yazmadan önce bir taslak hazırlamanın ne denli etkili olduğunu fark edince her zaman böyle yapmak isteyeceksiniz. Okul sıralarındayken taslak hazırlamak hepimize sıkıcı gelmiştir. Öğretmenin” Çocuklar, taslağınızı mutlaka benim size öğrettiğim şekilde hazırlayın” sözü birçoğunuzun hatırındadır. Taslağın nasıl hazırlanması gerektiği kişiye göre değişir şüphesiz. Beşinci sınıftaki gibi taslak hazırlamak zorunda değilsiniz.
Bu kuralları unutun. Taslak aslında fikirlerinizi, cümlelerinizi ve gerekçelerinizi düzenlemenin bir yöntemidir. Öncelikle aklına gelen tüm fikirleri kâğıda döker, ardından bu fikirleri başlıklar ve alt başlıklar altında toplamaya başlarsınız. Kısa bir süre sonra beyniniz de bu yapıya uygun işlemeye başlar ve metnin genel yapısı yerli yerine oturur, aralardaki boşlukları dolduracak fikirler ve bilgiler aklınıza gelir. Eğer yazının herhangi bir bölümü fazlaca genişlerse, bu bölümün nasıl küçültülebileceğini de rahatlıkla görebilirsiniz.
Taslağınızı oluştururken mevcut bilgileriniz metnin yapısını oluşturur. Siz yazdıkça taslağınız da gelişir ve değişir. Ayrıca metnin tümü bu taslak üzerinden yazıldığı için rehberiniz son şeklini aldığında da bütün bölümlerin birbiriyle uyumlu olduğundan ve birbirini tamamladığından emin olabilirsiniz.
Metni yazmaya başlamadan önce taslağınıza son şeklini vermeniz gerekmez. Tüm yazım süreci aslında devamlılık içerir. Önce bir şeyler yazar, sonra buna göre bir taslak çıkarır, ardından biraz daha yazar taslağı değiştirirsiniz. Ve yazı son haline gelene değin bu böyle sürer.
Microsoft Word’ün ücretsiz bir taslak (anahat) aracı vardır. Bu araca, görünüm tabından ulaşabilirsiniz. Bunun yanında, www.mindjet.com internet sitesi üzerinden temin edebileceğiniz MindManager yazılımı da bu konuda iyi bir araçtır. Bu araç yalnızca taslaklar değil, zihin haritaları çıkarmanıza da yardımcı olur. Fikirlerin birbirleriyle ilişkilerini gösteren bu grafiklere resimler, web sayfaları ve diğer pek çok içerik de yüklenebilir.
Ben bir projeyle ilgili fikirlerimi düzenlerken MindManager’ı kullanıyor, ancak fikirler olgunlaşınca Microsoft Word ‘e geçerek bir taslak oluşturuyor ve yazmaya başlıyorum. İçerik oluşturmanın en klasik yönteminden sonra diğer yöntemlere de bir göz atalım.
İkinci Yöntem: Konuşun
Sanıyorum çok az insan bir metni kaleme almayı kolay bir iş olarak görür. Buna karşılık insanların çoğu için karşılıklı konuşmayı daha cazip buluyorlar. Eğer siz de bu ikinci gruptansanız, bunu bir avantaja çevirebilirsiniz.
Bu durumda size önerim ses kayıt cihazı almanızdır. Benim tercihim, Razer Seiren Mini RZ19-03450100-R3M1 serisi mikrofondur. Gayet kaliteli bir sesi vardır. Tabii ki bu ürünlerin çok daha kaliteli olanları da vardır. Bütçeniz yeter ki kaliteli ses kayıt yapan mikrofonları almanız olmalıdır.
Bu cihazı masanıza koyup kendi kendinize konuşarak kayıt yapabilirsiniz. Kendi kendinize yüksek sesle konuşmak garip geliyorsa, biriyle telefonda veya yüz yüze görüşebilirsiniz. Bu kişi, ilgilendiğiniz konunun uzmanıysa çok iyi. Ancak eğer etrafta bu konuyu bilen tek kişi sizseniz, size önerim, bahsetmek istediğiniz ana başlıkların bir listesini yapın ve pek fazla düşünmeden konuşmaya başlayın.
Yazım sürecinde olduğu gibi, konuşmada da kendinizi sınırlamayın. Önce tüm hammaddeyi masaya koyun. Eğer bir noktayı daha net bir şekilde belirtmek gerekiyorsa bundan çekinmeyin. Daha sonra bu kaydını belirli bölümlerini silmeniz gerekebilir ama şimdilik yalnızca devam edin ve aklınızdaki her şeyi dillendirmeye çalışın.
İlk denemeleriniz sizi tatmin etmiyorsa hemen vazgeçmeyin. İçerik oluşturmanın en iyi yolunu aradığınız için size en uygun yöntemi bulmak birkaç haftanızı, hatta ayınızı alabilir. Eğer karşınıza birini alarak konuşuyorsanız, bu işi farklı insanlarla yapın. Bazıları karşınızda fazla sessiz kalırken, diğerleri zihin açıcı sorularla sizin daha fazla içerik ortaya çıkarmanızı sağlayabilirler.
Ses kayıtlarındaki içeriği kullanılabilir hale getirmenin üç yolu vardır.
Öncelikle bu kaydı baştan sona dinleyebilir ve size en yararlı gelen bölümleri kâğıda dökebilirsiniz. Bu yöntem bana pek cazip gelmiyor ama sizin için uygun olabilir.
İkinci olarak Microsoft Word 365 sürümünde arama çubuğuna “Dikte” yazdığınız zaman konuşmalarınızı otomatik olarak metne dönüştürebilirsiniz. Ses tanıma programları her geçen gün daha da yetkinleşiyorlar. Eskiden çok hantal ve başarısız olan programlar artık çok daha işlevsel oldular. Yeni nesil programları ne kadar fazla kullanır ve ne kadar çok çalıştırırsanız, konuşmalarınızı da o kadar başarılı bir şekilde tanıyabilirler.
Üçüncü olarak da görüşme kayıtlarınızı metne çevirmesi için biriyle veya bir şirketle anlaşabilirsiniz. Bu yöntemle tüm görüşme metni elinize geçecektir. Bu iş için yaklaşık olarak dakika başına 50-100 TL bir para ödersiniz. Kesin ücret, konuşan kişi sayısına, kaydın kalitesine ve dökümü isteme süresine göre de değişiklik gösterebilir.
Üçüncü Yöntem: İnsanlarla Görüşün
Bu yöntem, bir önceki yöntemin bir başka türüdür. Daha önce de dediğim gibi, görüşme yapmak üzere ilgilendiğiniz konunun uzmanlarını veya odaklandığınız ürünü kullanan insanları bulabilirsiniz. Böyle bir dununda ses kayıt cihazının yanı sıra, iyi hazırlanmış sorulara da ihtiyacınız olacaktır.
Bu görüşmeyi dijital bir ürüne çevirme fikrini görüştüğünüz uzmana açıp açmama konusunda karar sizindir. Çoğu uzman kendileriyle bu gibi görüşmeler yapılmasına alışkındır ve fikrinizi sizden çalmazlar. Zaten konularında uzman olan bu kişilerin halihazırda birkaç projeleri de mutlaka vardır.
İntihal konusundaki uyarları burada da hatırlayın. Örneğin konuyla ilgili olarak sunduğunuz bilgileri sektörde tanına birilerinden aldıysanız, onun adına da yer verin veya en azından bu ürüne katkı sağlayanları belirten bir liste hazırlayarak orada adını belirtin.
Açık konuşmak gerekirse, görüşme tekniğinin en büyük zorluğu, fikrinizin çalınacağı korkusuyla bu yöntemi uygulamak istememenizdir. Böyle bir ihtimal gerçekten var mı? Elbette var. Daha önce saydığım önlemleri alarak bu ihtimali azaltabilir misiniz? Evet. Ayrıca unutmayın, birçok insanın içinde halktan biri olan bir Salih Amca vardır ve daha önce saydığımız pek çok nedenden ötürü böyle bir ürün geliştirme zahmetine katlanmayacaklardır. Diğer insanlarla sıkı bir rekabete girmektense onlarla iş birliği yapmak size muhtemelen daha çok kâr getirecektir.
Dördüncü Yöntem: Bir Sunumu Kaydedin
Eğer talimatlı bir bilgi verecekseniz ve bunu da tek tek anlatmadan bu yeni sistemi göstermek üzere arkadaşlarınızla gayriresmi bir ekran görüntüsü hem sizin hem de kullanıcının işini kolaylaştıracaktır.
Bu ekran görüntülerini kaydetmenizi sağlayacak pek çok araç bulabilirsiniz. Bunlar arasından benim size önereceğim araç ise uww.techsmith.com adresinden ulaşabileceğiniz Snagit’dir. Çok pahalı olmayan bu program sayesinde bir stilli ekran görüntüsünü yakalayıp kaydetmeniz mümkündür.
Örneğin diyelim ki uzun bir internet sitesinin ekran görüntüsünü istiyorsunuz. Ancak sayfa uzun olduğu için tek seferde tüm görüntü ekranınıza sığmıyor ve farenizin orta tekerleğiyle ekranı yukarı aşağı oynatarak ekranın her yerini görebiliyorsunuz. Snagit sizin için sitenin tüm ekranını tek bir dosya ve fotoğraf olarak kaydedebiliyor ve bu görüntü üzerine oklar, açıklamalar ve başka içerikler eklemenize izin veriyor.
Tüketiciler bu gibi detaylı ve açıklayıcı ekran görüntülerini severler. Bu ekran görüntüsü sayesinde, “sol üst tarafta daha fazla bilgi için yazan yerin hemen altındaki eklentiler bölümünü bulup…” türünden açıklamalar yazmaya gerek kalmaz. Koyduğunuz ekran görüntüsü tam olarak nereyi belirtmek istediğinizi gösterir. Eğer yazmak istediğiniz metin ekran görüntüsü için fazla uzunsa, Snagit metin yerine kırmızı bir rakam ya da harf koymanız için sizi yönlendirir, siz de açıklayıcı metni bu rakamı ya da harfi referans göstererek ana metninize eklersiniz.
Beşinci Yöntem: Ekranın Video Kaydını Alın
Bu yöntem aslında ekran görüntüsü kaydetmenin bir başka modeli gibi düşünülebilir. Yalnızca anlık bir görüntü değil, bir işlemi yaparken ekranda olup biten her şeyi video olarak da kaydedebilirsiniz. Böylelikle bir pencereden diğerine geçerken veya değişik web sitelerini dolaşırken, bilgisayarınız farenizin tüm hareketlerini ve sesinizi bir video dosyası olarak kaydedecektir.
Daha önce hiç böyle bir kayıt izlemediyseniz bilmiyor olabilirsiniz ama böylesi kayıtlar müthiş yol göstericidir. Bu kaydı hazırlayan kişi, yapılması gerekenleri tek tek açıklama zahmetinden kurtulur. Bu işi öğrenmek isteyen insanlar da sayfalarca yazıların arasında boğulup sinirlenmek yerine, videoyu izleyerek ve gerektiği yerde dondurarak ne yapmaları gerektiğini kolayca anlarlar. Diğer bir deyişle böyle bir ürün çok değerlidir ve insanlar video formatındaki bu rehberler için ufak ücretleri seve seve öderler.
Udemy.com sitesinde görsel olarak eğitim verenler bu yöntemi kullanmaktadırlar. Snagit programını üreten Techsmith firmasının bu gibi videolar hazırlayan uygulamayı indirebilirsiniz. Tabii ki paralıdır ama bunun crack versiyonunu da bulabilirsiniz.
Böyle bir rehber hazırlayacak ve sözlü açıklamalarınızı da ekleyecekseniz, iyi bir mikrofona da ihtiyacınız olacak. Bilgisayarınızın sabit mikrofonuna güvenmeyin, zira bunların ses kaliteleri çok düşüktür. Bu konuda da daha önce belirttiğim Razer Seiren Mini RZ19-03450100-R3M1 ürününü düşünebilirsiniz.
Peki böyle bir video kaydederken bir sorun olursa, örneğin vurgulamak istediğiniz bir yeri atlarsanız veya bir noktayı daha açık bir şekilde anlatmak ve göstermek isteseniz ne olacak? Böyle ufak aksaklıklar mutlaka olur. Ancak üzülmeyin, bir Hollywood yönetmeninin elindeki tüm araçlara siz de sahipsiniz.
Diyelim ki tam anlaşılmayan bir şey söylediniz. Tek yapmanız gereken o bölümü baştan almak. Kayıt sonunda istediğiniz yerleri kesme ve yapıştırma gibi bir şansınız var. Hatta bu düzenleme safhasında sesle oynayabilir ve örneğin arka planda çalan kapı zilini yok edebilirsiniz. Bu süreçte kullanabileceğiniz araçların ve yöntemlerin sayısı o kadar çok ki, bunların ancak çok küçük bir bölümüne ihtiyacınız olacak.
Bu arada videonuzu sessiz bir yerde kaydetmeye özen göstermelisiniz. Arkada havlayan köpekler ve tencere tava sesleri videoyu izleyenlerin dikkatini dağıtacaktır. Ancak ses kaliteniz iyi olduğu sürece işinizin biraz amatör, biraz samimi olmasına takılmayın. Bir arkadaşınıza yardımcı oluyormuş gibi konuşarak videonuzu çekebilirsiniz.
İkinci Aşama: İçeriği Düzenlemek
İçeriği yaratmak için altı yönteminiz olduğuna göre, sıra bu içeriği tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde düzenlemekte.
Bu arada, kullanmayı planladığınızdan çok daha fazla içerik toplamayı hedeflemelisiniz. En azından ben öyle yapıyorum. Böylelikle ürünün kapsayacağı en iyi materyalleri seçtiğimden de emin oluyorum.
İçeriği düzenlerken, elinizdeki malzemenin mantıksal bir akışı olduğundan emin olun. Zaten taslak hazırlarken de amacımız bu. Bir projeye başlarken konuyla ilgili pek fazla şey bilmiyor olsanız bile, bu noktada ciddi bir bilgi birikiminiz oluşacaktır. Bu arada genelde bir konunun uzmanlarında görülen, çok bariz veya sıkıcı oldukları gerekçesiyle ufak ayrıntıları atlama tehlikesine karşı da tetikte olmalısınız.
Eğer dijital ürününüzün (Bilgi Temelli) potansiyel müşterileri konusunda kafamızda net bir resim varsa, içeriğinize şekil verirken bu insanların beceri seviyelerini sürekli aklınızda bulundurun. Konuyla ilgili bilgileri en alt düzeyde ise, o zaman neyin ne zaman yapılacağı konusunda çok açıklayıcı olmalı ve ayrıntıları atlamamalısınız.
Başlangıç düzeyindeki insanların önlerine henüz hazır olmadıkları ve dolayısıyla anlayamayacakları bir dolu bilgiyi koyarsanız, konuya ilgilerini hemen kaybederler. Ürününüzü almış ve yavaş yavaş öğrenmeye başlamışlarken, bir anda teknik bir terim kullanır veya anlayamadıkları referans verirseniz ve bu referanslar devam ederse kendilerini bu içeriğin içinde kaybolmuş hissederler ve ürünü bırakıp verdikleri parayı geri ödemenizi isterler.
Başlangıç seviyesindeki kullanıcılara yönelecekseniz detaya girebilirsiniz. Ama konu hakkında nispeten bilgi sahibi bir hedef kitleniz varsa, fazla detaya girerek onları sıkabilirsiniz. Başlangıç seviyesinde birinin güç anlayabileceği bir bilgi, konu hakkında bilgisi olan bir başkasına gereksiz bir ayrıntı gibi görünebilir. Eğer rehberinizi” uzmanlar için” pazarlıyorsanız, bu gibi ayrıntılar onların gözüne yalnızca sayfa doldurmak için yazılmış gibi görüneceğinden rehberinizi okumayı bırakabilirler.
Bu nedenle detay seviyesini hedef kitlenize göre belirlemelisiniz. Ürününüzü geliştirmeye başlamadan önce araştırma yaptıysanız, ayrıntı seviyesi konusunda da bir fikriniz vardır zaten.
Bu düzenleme aşamasında bolca kes yapıştır yaparsanız şaşırmayın. Ben genelde bu düzenleme işine başlamadan önce tüm hammaddeyi bir arşiv dokümanı olarak kaydedip en az bir kopyasını oluşturuyorum. Ondan sonra da düzenleme işlerini yalnızca bu kopya üzerinden gerçekleştiriyorum. Düzenlemeleri yaparken sildiğiniz bir içeriği daha sonra kullanmaya karar vermek, ancak o içeriğin silindiğini ve başka bir kopyasının olmadığını fark etmek hiç de hoş bir deneyim değil.
Çalışmanızı yedekleyin!
Çalışmalarımı kopyalama konusunda biraz hassasımdır. Bilgisayarınız hiç çökmediyse bile, bir gün mutlaka çökecek. Bu kaçınılmaz bir gerçek.
Bu nedenle bu işe başlarken kendinizi korumaya almak için çalıştığınız dosyaları yedeklemeniz şart. Alacağınız herhangi bir önlem, hiç önlem almamaktan daha iyidir. Kelime işlemci programınıza, yazdıklarınızın otomatik olarak kopyalanması talimatım vererek işe başlayın. Böylece dosyaların bozulma ihtimaline karşı aynı dosyaların birer yedeği sabit diskinizde bulunacaktır.
Ancak bir gün sabit diskiniz de bozulabilir. Böyle durumlarda kimi zaman dosyalar kurtarılabilse de, bu dosyaların kurtarılamadığı dununlar da olabilir. Bu nedenle kendi sabit diskinizden ayrı bir yedekleme çözümünüzün olması çok daha iyidir. Benim bu amaçla kullandığım iki araç var. Birincisi harici sabit disk. Bilgisayarımdaki tüm dosyaları bu diske günlük olarak yedekliyorum. Dosyalarımı her türlü ihtimale karşı, su geçirmez ve yangına dayanıklı bir kasanın içerisinde tuttuğum bu harici diskle elimden geldiğince korumaya çalışıyorum.
İkinci olarak da internet üzerinden bir yedekleme hizmeti (Onedrive, Gdrive vs.) satın alıyorum. Böylelikle bilgisayarımda günlük olarak değiştirilen tüm dosyalar şifreli bir şekilde bu firmanın ana bilgisayarlarına gönderiliyor ve orada şifreli bir şekilde saklanıyor. Böylelikle, yaşadığım şehirde büyük bir felaket meydana gelse bile, internet bağlantısı olan herhangi bir bilgisayar aracılığıyla, şifremi kullanarak bu dosyalara erişimimi garanti altına alıyorum.
İçeriğinizi düzenledikten sonra sıra, düzenlenmiş içeriği bir başkasına göstermekte.
İçeriğinizi okuyup yorumlayacak insanları seçerken çok dikkatli olmalısınız. Önüne ne koyarsanız koyun, olumlu yaklaşacak ve size övgüler düzecek biri size hiç yardımcı olmaz. Öte yandan bazıları da biçim ve kelime bazında ufak ayrıntılara odaklanır. Sizin için içeriğe bakacak kişi, bilgilerin net ve tamamlanmış olup olmadığına odaklanmalıdır.
Ayrıca bu aşamada içeriğinizi değerlendirmesi için konunun bir uzmanına danışmaya ihtiyacınız yoktur. Konunun uzmanları, çok kısa sürede çok ince ayrıntılara girmek isteyeceklerdir. Ayrıca kısa süre sonra bu uzmanların da fikirlerini duyacaksınız. Şimdilik yalnızca doğru yolda olduğunuzdan emin olmanız yeterli.
Tablo 3.1
Dijital Ürün Türleri ve Fiyatlarına Dair Bir Taslak Rehber
Üçüncü Aşama: İçeriği Aktarmak
Bu aşamada elinizdeki fırsatın keyfini çıkarın. Zira içeriğinizi aktarmak için elinizde inanılmayacak sayıda yol vardır (bkz. Tablo 3. I). Umarım bu tabloyu dikkatle incelersiniz, zira pratik olarak bu tablo size bir servet kazandırabilir.
Bugünlerde geri dönüşüm, yani kullanılmış bir nesnenin farklı bir kullanım için yeniden tasarlanması oldukça rağbet görüyor. Örneğin kullanılmış araba lastiklerinden spor ayakkabı üretilebileceğine dair fikirler dolaşıyor etrafta. Aslına bakarsanız, bir içeriği farklı bir mecraya sokarak yeniden piyasaya sürmek çok daha kârlı bir yol olabilir.
Tablo 3.1 ‘e şöyle bir bakalım. Öncelikle, bu tablonun bir taslak rehber olduğunu hatırlamalısınız. Yani tablodaki hiçbir veri Tanrı kelamı değildir. Örneğin bir kitaba 19 dolardan çok daha fazlasını da ödeyebilirsiniz. Mesela ben bir keresinde, bir meslektaşımın DVD hediyeli bir kitap setine tam 5.000 dolar ödemiştim. Yazarın tecrübesi ve bilgisi o kadar derindi ki, sınırlı sayıda basılan bu özel kitaplar 5.000 doları hak ediyordu.
Sonuç olarak tabloda yazanların değişmez olmadıklarını aklınızdan çıkarmayın; sunabileceklerinizle ilgili olarak bir fikrinizin olması açısından dikkatle inceleyin. Ayrıca lütfen bu kadar çok alternatif tiftin olduğuna bakarak pes etmeyin, “Benim bu kadar çok sayıda ürünün altından kalkmam mümkün değil” diye düşünmeyin. Bu ürünlerin yarısından daha azım bile piyasaya sürmek sizi ihya edebilir. Hatta bu tiftin biçimlerinden yalnızca birkaçına uzun vadeli olarak sarılırsanız, altı haneli bir ek gelir elde edebilirsiniz. Bu tabloyu, istediğinizi seçebileceğiniz bir mönü olarak düşünün.
Tablodaki ürünlerin hepsine bir numara verdim. Bir sonraki konumuz bu dijital ürünleri daha derin analiz etmek. Beni izlemeye devam edin…