Koçluk, genel olarak bir kişiye bir konuda kendi yolunu kendisinin bulabilmesi için destek olmak demektir. Otobüslerde Kamilkoç’u bilirsiniz. Koç, o kişiyi nereye gideceği konusunda kendisini o otobüse binip gitmesini fark ettiren kişidir.
Koçluk bu ise “rehberlik”, “danışmanlık”, “mentorluk” nedir?
Şimdi bu konudaki kafa karışıklığını gidermeye çalışarak başlayalım.
Koç, destek verdiği insanların yetenek ve becerilerini ve içinde bulundukları durumu fark etmelerine, kendilerine aynada bakarcasına dıştan görebilmelerine ve sonuç olarak kendi yollarını kendi gerçeklikleri içinde arayıp bulmalarına yardımcı olan kişidir.
Peki rehber nedir, danışman nedir? Bir de “mentorluk” diye bir şey var, bunların hepsi bir çeşit öğretmenlik değil mi?
Bu sorunun yanıtı hem “Evet” hem de “Hayır’dır. Evet, çünkü sonuçta kişi kendine ait daha önceden fark etmediği bazı şeyleri fark ediyor ve daha önce hiç düşünmediği ya da uygulamadığı davranış biçimlerini edinebiliyor. Güçlükleri daha kolay alt edebilmeyi “öğreniyor” bir anlamda. Ancak her birinin hem “öğretmenlik” ten hem de birbirinden ayrılan farklı özellikleri var.
Mentor
Belli bir alanda uzman olan kişilerin o alana yeni girmiş kişilere yol göstermesi, akıl vermesi anlamında kullanılan bir kavramdır. Günümüzde hâlâ geçerli olan usta-çırak ilişkisi mentorluğa örnek gösterebiliriz.
Danışman
Bir işin nasıl yapılacağını iyi bilen kişidir. Çözüm yollarını ve deneyimle elde ettiği bilgi birikimlerini danışanlarına aktarır.
Rehber
Rehber, bir yola çıkıldığında harita okuyan, kestirme yolları bilen, kendisini takip edenleri gitmek istedikleri yolda yürüten kişidir.
Gelin bu işin biraz pratiğe bakalım. Belli bir durumda mentor, danışman, rehber ve koç ne yapar? Nasıl destek olur sorunu olan birine?
Haydi, basit bir örnekle anlatalım:
İşyerinde yaşanan bir problemden çok etkilenen bir çalışan çözüm bulmak için çok güvendiği ve deneyimli bir iş arkadaşına başvurur. Ondan şu yanıtı alır:
— Bu gibi durumlarda yapman gereken önce yöneticilerinle görüşmen, yöneticilerinin hakkını korumadığını düşünüyorsan insan kaynaklarına başvurmalısın. (Rehberlik)
Ama bunu yapamaz, çünkü sorunu zaten kendi yöneticisiyle yaşamıştı. Firmaya ilk girdiği zaman yapacağı işi ona öğreten eski bölüm şefine gider ve eski şefi onu dinledikten sonra:
— Sana bu işi anlatırken böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini konuşmamıştık. Şimdi otur şuraya ve sakin sakin beni dinle. (Mentorluk)
Aldığı yanıt onu tatmin etmemişti. Yıllar önce kendisini bu işe alan firmanın en yetkili elemanına giderek derdini anlattı. Aldığı cevap şöyle oldu:
— Evladım, tabii yasal yollara başvurmak hakkın ama bunun doğurabileceği olumsuz sonuçları da hesaba katman ve göze alman gerekir. Bütün bunları düşündükten sonra karar vermen gerekir. Hem aile arasında böyle şeyler olur, çok üstüne gitmemen senin için de en iyisi olacaktır. (Danışmanlık)
Eğer insan kaynaklarına gitseydi, muhtemelen şöyle bir yanıt alacaktı:
— Firmamızda kurallar bellidir. Şimdi yazılı olarak bana başvuracaksınız. Ben başvurunuzu inceleyerek gerekirse… (Yine danışmanlık)
Peki, ya bir koçtan destek alsa, o zaman ne olacaktı?
Bu yazımızda adım adım size bunu açıklayacağım.
İnançlarınız Gerçeğinizi Belirler
Koç: Evet, Selma Hanım sizi dinliyorum.
Selma: On yıldır çalışmıyorum. İşsizim ve çalışmayı çok istiyorum. Altı yaşında bir kızım var. Anaokuluna gidiyor. Eşimin çok iyi bir işi var ve çalışmama gerek olmadığını söylüyor. Bu da beni rahatsız ediyor.
Koç: Sekiz yıldır çalışmadığınızı ve artık çalışmak istediğinizi söylediniz. Peki, aktif olarak iş aramaya ne zamandır devam ediyorsunuz?
Selma: Şey, aslında aktif iş aradığımı söyleyemem. İnternette iş arama sayfalarında bir özgeçmişim var. Ama geçen gün girip bir bakayım dedim, şifreyi bulana kadar canım çıktı. Çok uzun süredir güncellemediğimi fark ettim.
Koç: Yani işinizden ayrılmadan evvel güncellediğiniz bir özgeçmişiniz var. Artık çalışmak istiyorsunuz, bunun yanı sıra eşiniz çalışmanızı desteklemiyor.
Selma: Evet, aynen öyle. Bencil diyeceğim geliyor, ama hiç de bencil biri değildir eşim. Çok duyarlıdır her şeye. Bir dediğimi iki etmez, hiç parasız hissetmedim kendimi. Fakat artık bana yeterince saygı duymadığını düşünüyorum nedense.
Koç: Bunu size düşündüren şey nedir?
Selma: Eve geç geliyor, çok sık seyahat ediyor. Kızımla hep ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Benim de bir çevrem var, arkadaşlarım, dostlarım var, değil mi? Yani her şeyi benim üzerime yıkmış durumda. (Çarpıtma-aşırı genelleme var)
Koç: Her şeyi mi? Sizin üzerinize yıkmadığı bir tek şey bile yok mu?
Selma: Hmm, aslında var tabii. Evde olduğu zaman kahvaltıyı kendisi hazırlar, oğlanı parka götürür. Yani aslında demek istediğim, çok çalışıyor. Yurtdışı seyahatleri görevi gereği çok sık oluyor.
Koç: Peki, eşinizin sizin çalışmanızı istemediğini düşündüğünüz noktaya yeniden dönebilir miyiz? Sizin böyle anlamanıza sebep olan şey tam olarak nedir?
Selma: Aslında ben daha yeni yeni çalışmak istediğimi fark ediyorum. Yani onun iş yoğunluğu arttıkça, sorumluluğu fazlalaştıkça ben kendimi daha yalnız hissetmeye başladım. Önceleri bu kadar yalnız kaldığım olmamıştı, daha az iş seyahatleri yapardı. Hep birlikteydik. Hafta içi akşamları, hafta sonları hep bir şeyler yapardık. Ama şimdi böyle değil.
Koç: Söylediklerinizden kendinizi daha yalnız hissetmeye başladığınız için çalışmak istediğinizi anlıyorum. Doğru anlamış mıyım?
Selma: Evet, sanırım doğru. Hay Allah!
Koç: Eşinizin ilgisiz olduğunu ama aynı zamanda işi nedeniyle evin dışında kalmak zorunda olduğunu da söylediniz biraz önce.
Selma: Aslında eşim ilgisiz değil, ona haksızlık etmek istemem. Evde olduğu zaman benimle de kızımla da ilgilenir. Sadece ben bu tablonun içindeyken bazen böyle anlamıyorum.
Koç: Şimdi –sizin deyiminizle– eşinize tablonun dışından bakarsanız ne görürsünüz?
Selma: … … … Ailesi için koşturan iyi bir insan.
Kişisel Gerçek-Nesnel Gerçek
Gerçek, bizim dışımızda bağımsız var olur. İşimiz insanla ilgili olduğundan, insanların aynı olaylar karşısında birden fazla olup bitenlere kendi flitrelerinden bakarak yorum yaparlar ve bu yorumlar da onları varsaydığı gerçeği temsil eder.
Kişinin kendi gerçeği (yani kişisel gerçek) ile somut gerçek (yani nesnel gerçek) arasındaki bağlantıyı kurmasını sağlamak koça düşüyor. Koçun ilk görevi, danışanın kişisel gerçeği (kendi yorumları) ile nesnel gerçek arasındaki uçurumları kaldırmak, kişiyi nesnel gerçeğe yaklaştırmaktır.
HEDEFİM NE OLMALI?
Şimdi Selma’nın çarpıttığını konuyu kendi sözleriyle ona farkındalık kazandırdık. Sıra hedef belirlemeye geldi ve bakalım aramızda nasıl bir konuşma geçmiş.
Koç: Selma Hanım, hayatınızın hangi alanında kendinizi daha mutlu ve huzurlu hissetmek istiyorsunuz?
Selma: Çalışma hayatına bir an önce başlayıp mesleğimi yapmak, yani reklam danışmanlığı olarak çalışmaya devam etmek istiyorum.
Koç: Peki, reklam danışmanlığı olarak hangi sektörde ya da sektörlerde çalışmak istiyorsunuz?
Selma: Diş kliniklerinde. En son bir diş kliniğinin pazarlama danışmanlığını yapmıştım.
Koç: Dokuz yıl önce demiştiniz, değil mi?
Selma: Evet, dokuz yıl önce. Mezun olduktan hemen sonra girişimciliği denedim. Üç yıl çalıştım. Sonra evlenince ayrılmak zorunda kaldım.
Koç: Peki, reklam danışmanlığı olarak mesleğinize devam etmek istiyorsunuz. İleride yaşamak istediğiniz hayatın içinde reklam danışmanlığı konusunda Selma Hanım nasıl bir yerde duruyor?
Selma: Hmm, meslekte uzman ve yönetici olmuşum. Şaka şaka. O kadar olmasa da sayılan biri olmak isterim.
Koç: Reklam danışmanlığı dediniz. Reklam danışmanlığı olarak çalışabileceğiniz kurumlar ne büyüklükte olmalı?
Selma: Çok büyük olması gerekmiyor. Sadece lüks semtlerde kaliteli müşterilere hizmet edilmesini isterim.
Koç: Lüks semtler ve kaliteli müşteriler derken biraz daha açabilir misiniz?
Selma: Yani prosedürleri, toplam kalite politikaları, vizyonu geniş hekimler olsun ve gelen müşteriler yapılan işin parasına değil kalitesine bakan müşterilerden olsun isterim. Diş hekimlerinin reklama harcayacakları paraları gider olarak değil yatırım olarak bakan, vizyon sahibi kişilerle çalışmak isterim.
Koç: Diş hekimleriyle ilgili ne tür bilgiler var elinizde? Sektör ne durumda bir başka deyişle?
Selma: İnanın bilmiyorum. Dedim ya dokuz yıldır sektörden uzağım.
Koç: Bunu araştırmak ister misiniz peki? Çevrenizde ya da başka bilgi kanallarından diş hekimlerine ulaşabileceğiniz farklı platformlardan bakıp öğrenebilirseniz sevinirim.
Selma: Peki, bir deneyeyim. Kime soracağımı da bilmiyorum ama bir araştırayım.
Koç: Reklam danışmanlığı olarak bir diş hekiminden ne kadar ücretle işbaşı yapmak istersiniz?
Selma: Bir bilsem. Herhâlde benim yaşımda birine en az 11.000-15.000 TL verirler, değil mi?
Koç: Bunu da araştırmak ister misiniz?
Selma: Sizden hiçbir şey öğrenmek mümkün değil yani. İş başa düşüyor yine. Peki, öğrenmeye çalışalım bakalım.
Koç: Reklam danışmanı olarak işletmeden en az 11.000 ya da 15.000 TL alarak çalışıyorsunuz? Bunun ne zaman olmasını arzu edersiniz?
Selma: Hemen yarın. Yok yok, yarın olmaz tabii. Şimdi ekim ayındayız. Herhâlde yeni yılda, ocak itibarıyla çalışabilirim.
Koç: Selma Hanım, sizden Reklam danışmanlığı olarak hangi müşterilerle çalıştıklarını, ortalama ne kadar bu camiada para verdiklerini, daha önce hiç reklam danışmanlığı alıp almadıklarını, sektörün ne gibi problemleri olup olmadığını ve ayrıca bu işi kendi başınıza yapıp yapmayacağınızı öğrenmenizi rica ediyorum. Bir sonraki görüşmemizde hedefinizi getireceğiniz bilgiler ışığında yeniden belirleyeceğiz.
Hedef Belirlerken…
Bir kişi istediğini elde etmesi için önce “Ne İstediğini” net olarak bilmesi gerekir. Oysa çoğu kez, bizi mutsuz eden bir durumdan kurtulmak isteriz, ama bunun nasıl olacağı ve ne olursa bizi rahatlatacağı konusunda net olamayız. Koç, danışana soracağı bir dizi soru ile onun hedefini bulmasına yardımcı olur. Bu hedef, (İngilizcede SMART kısa adı ile anılan) beş niteliğe sahip olmalıdır:
Spesific (Özgün)
Measurable (Ölçülebilir)
Achievable (Erişilebilir)
Related (Vizyonla ilişkili)
Time bound (Zamanı belirli)
“Özgün, spesifik” olmalıdır; yani genel bir hedef değil, konu ne ise, amaç ne ise ona yönelik bir hedef seçmek gerekir. Mesela “başarılı bir iş adamı” olmak değil, “CEO olmak” gibi. Veya reklam danışmanlığı değil, diş hekimlerine yönelik reklam danışmanlığı…
“Ölçülebilir” bir hedef olmalıdır. “Çok”, “kısa sürede”, “yükselmek” gibi belirsiz ölçütlerle değil, çok net tanımlarla anlatılmalıdır. “40 000 TL aylık gelire ulaşmak” gibi, “en geç iki yıl içinde” gibi, “bölüm şefi olmak” gibi elle tutulur, somut verilere bağlanmalıdır hedef.
“Erişilebilir, gerçekçi” olmalıdır. Aylık geliri 11.500 TL olan bir kişi bir yıl içinde ev sahibi olmayı hedefleyebilir mi? Tabii ki geliri yetmeyeceği için bu gerçekçi olmaz.
Hedef, “vizyonla ilişkili” olmalıdır. Lise diploması bile olmayan bir kişi, üniversitede ders vermeyi amaçlıyorsa bunun olanaksızlığını anlamalı ve erişebileceği makul bir hedefe yönelmelidir. Şu an kim olduğunuz mevcut durumunuzla, ideal kişi olacağınız arasında tutarlılık olmalıdır.
“Zamanı belirli” olmalıdır. “Şunu hedefliyorum” demek yeterli değildir. “En geç filan tarihte şunu çözmüş olmayı hedefliyorum” denmeli. Zaman sınırı koymadığınızda erteleme tuzağına düşersiniz.
Hedefinize Gidecel Adımları Belirlemek
Koç: Selma Hanım, ödevlerinizi yaptığınız için teşekkür ederim. Araştırmalarınızın ışığında hedefinizi önceden tanımlamıştık. Tekrarlamanızı rica edebilir miyim?
! Selma: Gelecek yıl mayıs ayı itibarıyla diş hekimliği sektöründe, aylık müşteri potansiyeli 100’ün üzerinde reklam danışmanlığı olarak ve bir “girişimci” olarak ayda en az 30.000 TL kazandığım bir iş bulmak.
Koç: Teşekkür ederim. Şimdi hedefinize bağlı olarak bu hedefe doğru yürümenizi sağlayacak “adımları belirleyelim”.
Selma: Belirleyelim tabii, çok heyecanlandım.
Koç: Böyle bir işe girişmek için atmanız gereken ilk adım ne olmalı, Selma Hanım?
Selma: Herhâlde, ilk önce internette sosyal medyada profilimi ve çalıştığım daha önceki firmaları da güncellemeliyim. Bir işletme için funnel alt yapısını, reklam metin ve görsellerini, müşterileri hangi trafik kanallarından çekeceğimi, aylık ne kadar reklam bütçesi hazırlayacağımı, işin yüküne göre başkalarından yardım alıp almayacağımı, belli zamanlarda düzenli olarak içerik üretip sosyal medyada paylaşmam gereken şeyleri belirlemem gerekecek.
Koç: Bunu yaptığınızda ne olacak?
Selma: Daha ne olsun! Kendimi ifade etmekle başlayacağım işe.
Koç. Bunun ardından ikinci adımınız ne olmalı?
Selma: Hmm, müşterilerin problem ve arzularını bilmem gerekecek.
Koç: Peki, bu ne kazandıracak size?
Selma: Bu sektörde hangi tip müşteriler bu diş hekimine geliyor ve ben doğru müşterilere uygun, doğru reklam metni ve görselleri de hazırlayabilirim.
Koç: Bunu anladınız ve gerekli hazırlıklarınızı yaptınız diyelim. Bir sonraki adımda ne bekliyor sizi peki?
Selma: Diş kliniklerine müşteri getirmenin en az ilk üç ay sürebileceğini biliyorum. Elde ettiğim verilere bağlı reklamımda gerekli değişimleri yapmak ve o firmada müşteri getirmeyi sürdürülebilir hale getirdikten sonra başka bir diş klinikleriyle anlaşıp işimi büyütmek.
STRATEJİ VE EYLEMLER
Koç, güçlü sorularla danışana SMART bir hedef seçilmesinde yardımcı olduktan sonra sıra bu hedefe ulaşmak için bir strateji belirlemeye gelir. Mesela, hedef “filanca ihaleyi almak” ise bunun adımları da muhtemelen şöyle belirlenebilir:
- Ankara’ya giderek bu işi isteyeceğiniz kişi ile görüşmek, ne istendiğini net ve ayrıntılı olarak anlamak.
- Aynı işe talip rakiplerin durumlarını ve güçlerini araştırmak, gerçekçi olarak belirlemek.
- Bu bilgilerin ışığında işin nasıl yapılacağını ve teklifin mali bilançosunu saptayarak projeyi hazırlamak.
- Gerekli formaliteleri tamamlayarak ihaleye girmek.
Bu adımların ilkini atabilmek, yani Ankara’ya gitmek için sıra ile şu eylemleri yapmak gerekir:
- Yolculuk için gerekli finansmanı sağlamak.
- Ankara’daki bir otelde yer ayırtmak.
- Gidiş-dönüş uçak / tren / otobüs bileti sağlamak.
- Yolculuk hazırlıklarını tamamlamak.
- Zamanında araca yetişecek şekilde yola çıkmak.
HER ŞEYİ YENİDEN YENİDEN SORGULAMAK
Koç: Selma Hanım, adımlarınızı atmak için eylem planlarını hayata geçirmeye başladınız. Şimdi ilk adımınızı, yani sosyal medyada profil güncelleme işinizi konuşacak olursak istediğiniz sektörde, istediğiniz ücret aralığında çalışma hedefine yakınlığınızı yeniden sormak isterim.
Selma: Profilimi güncellemek kolay olmadı açıkçası. Çünkü kendimle ilgili anlatacak bir şeyim olmadığımı hatta önceki çalıştığım birçok firmanın da kapanmış olduğunu öğrendim. Böyle bir donanımla benimle hangi diş kliniği çalışır bilemedim.
SÜREÇ DÖNGÜSÜ
Her adım atıldıktan sonra hedefe olan uzaklık tekrar kontrol edilir, gerekirse adımlarda değişiklik yapılır. Aynı şey eylemler için de geçerlidir. Uçaklar dolu ise tren veya otobüs seçeneklerine yönelmek gibi.
Hatta her adımda, hedefin nerede durduğunu, yer değiştirip değiştirmediğini de tekrar kontrol etmek gerekir. Ankara’da görüşeceğiniz kişinin ani bir değişiklikle yurtdışına çıkması, bizim eylem planımızı da değiştirecektir.
İşte Koçluk mesleğinin temel olarak yaptığı iş süreci bunlardan oluşuyor. Aslında insan bu iş modeline girdiği zaman da kendini daha iyi tanıdığını da fark ediyor.
Bir sonraki konumuz koçlukta kullanılan araçlar.
İsterseniz başlamadan bir sonraki konuya çay-kahvemizi alalım sonra devam edelim..