Farkındalık

Parasal Başarı İnancı 4. Bölüm

Parasal Başarı İnancı

Parasal Başarı İnancı 6

Parasal başarıya odaklı insanlar; Zengin kişilere hayrandırlar.

 Ekonomik sıkıntı çeken insanlar ise; zengin kişilerden nefret ederler.

 

Bunun tek sebebi vardı: Külüstür bir araba nefret uyandırmıyordu; yeni ama orta segmentteki bir araba da öyle; ama yeni, son model ve pahalı bir araba nefret uyandırıyordu.

 

Sizce niye? Sadece şunu söyleyeceğim: Külüstür bir araba: “Zaten Var, Sahibim”; Yeni ama orta segmentte bir araba: “Biraz çaba gösterirsem ulaşabilirim”; Yeni, son model ve çok pahalı bir araba: ” Asla Ulaşamayacağım. ” anlamına gelir.

 

İlham Almak

Arabamdan, yani zenginliğimden nefret eden; bu nefretle onu çizen, bira kutularını penceremden içeriye fırlatan kişi / kişiler; benim o arabaya ulaşmak için gerçekten nasıl çaba harcadığımı, ne kadar özveride bulunduğumu hiç mi hiç düşünmüyordu! Kendisinin de aynı şekilde düşünerek, davranarak “ulaşılamaz” gördüğü ve dolayısıyla nefret ettiği, zenginlik sembolü arabaya, yani zenginliğe kavuşabileceğini göremiyordu; gerçekte görmek istemiyordu.

 

Parasal Başarıyı Yakalamanıza Yardımcı Olacak Davranışlar

Artık zenginlik ve para konusundaki olumsuz yargıların doğru olmadığını, birer önyargıdan ibaret olduğunu biliyorsunuz. İnsanlardaki kişilik, karakter ve davranış bozukluklarının zenginlikle parayla ilgisi olmadığını da biliyorsunuz.

 

“Paraya kavuşunca kötüleşti, “karakteri,”karakteri bozuldu, değişti”. dediklerinde, bunun suçlusunun para olmadığını, sadece o kişinin gerçek yüzünün ortaya çıktığını bildiğiniz gibi. Elbette siz kendiniz için doğru modeli bulacak, sizin de çok istediğiniz o başarıya ulaşmış insanlar arasından modellemenizi yapacaksınız.

 

1. Huna felsefesi alıştırması yapın; “istediğin şeyi kutsa.” Ve artık siz gerçekte parasal başarıya ulaşmak istediğinizi biliyorsunuz. Başarılı işler hakkındaki yazıları okuyun, parasal başarı öykülerini araştırın Beğendiğiniz bir şey gördüğünüzde, o şeye, o şeye sahip olan insanlara ya da onunla ilgili olan kişilere merakla, ilgiyle bakın.

 

2. Parasal başarıya, tıpkı sizin istediğiniz gibi, dürüstçe, özveri dolu çabalarıyla ve aklını, potansiyelini kullanarak ulaşmış bir kişiye (şahsen tanımanız gerekmez) kısa bir mektup yazarak ya da e-posta atarak başarılarını takdir ettiğinizi belirtin.

Pozitif insanlar

Parasal Başarı İnancı 7

Parasal başarıya odaklı insanlar; başarılı ve olumlu insanlarla takılırlar.
Parasal başarıyı hedeflemeyen insanlar başarısız ve olumsuz insanlarla takılırlar.

 

Artık biliyorsunuz ki, gerçekte başarıya ulaşmayı istemeyenler kaybedenlerle takılır. Neden? Teselli bulmak için. Sadece parasal anlamda değil, yaşamın diğer alanında da başarısız olan İnsanların çoğu çok başarılı kişilerin yanında rahatsız olurlar. Ya reddedilmekten ya da oraya ait olmamaktan korkarlar. Sonra da İnsanın egosu, kendini korumak için eleştirmeye ve yargılamaya yönelir.

 

Ama başarılı insanlar ya da mutlaka başaracaklarına inanan insanlar kendilerini motive etmek için, diğer başarılı, olumlu insanlara bakarlar. Diğer başarılı kişileri bir şeyler öğrenecekleri modeller olarak görürler. Başarılarını içtenlikle takdir ederler, için için “0 yapıyorsa, ben de yapabilirim.” derler. Başarılı buldukları, başarısını duydukları kişileri küçümsemek, eleştirmek, iğnelemek akıllarına gelmez! Siz kötülediğiniz, küçümsediğiniz birisinden nasıl bir şeyler öğrenebilir ya da ondan nasıl İlham alabilirsiniz? Daha önce belirtiğim gibi, modelleme İnsanın öğrenmesini sağlayan en temel yöntemlerden biridir.

 

Sonuç olarak, sizi servet sahibi olma yolunda hızla sonuca götürecek yöntemlerin en başında, parasal başarı yolunda istikrarla yürüyen ve sonunda paranın efendileri olan insanların bu oyunu nasıl oynadıklarını öğrenmeniz gelmektedir. Burada amaç, sadece onların içsel ve dışsal stratejilerini modellemektir. Aslında gayet anlamlı: Eğer aynı davranışlarda bulunur ve fırsatlar karşısında benzer düşünce yapısını benimserseniz, aynı sonuçlara varma şansınız artar. Ben parasal konuda başarısıyla ünlü zengin bir kişiyle tanıştırıldığım zaman kendisiyle beraber olmanın bir yolunu yaratırım.

 

Kendisiyle konuşmak, nasıl düşündüğünü öğrenmek isterim; ortak yönlerimiz varsa, onun bu yönlerini kullanarak ulaştığı noktalara ben de ulaşmanın yollarına bakarım. Onun yaydığı olumlu enerjinin bendeki olumlu enerjiye buluşarak daha da büyük bir enerjiye ulaşmasını dilerim Olumlu enerjinin tetikleyici gücüne daha önce değinmiştim, hatırlarsınız: “Enerji bulaşıcıdır. Olumluysa olumlu, olumsuz ise olumsuz bulaşır.”

 

İnsanları ya etkilersiniz ya da onlara hastalık bulaştırırsınız. Bunun tersi de geçerlidir; insanlar sizi ya etkilerler ya da size hastalık bulaştırırlar. Şimdi sorayım: Ağır kızamık geçirdiğini bildiğiniz birisine sarılır mısınız? İnsanların çoğu, “Asla. Kızamık olmak istemem. ” cevabını verecektir. Bence, olumsuz düşünmek, aklın kızamık olması gibidir. Kızarmak yerine morarırsınız, kaşınmak yerine tepelenirsiniz, döküntü yerine çöküntüyle karşılaşırsınız. Yani şimdi gerçekten bu tür insanların yanında olmak ister misiniz?

 

Yine de siz bilirsiniz: Kendi yaydığı olumsuz enerjiyle sizin var olan enerjinizi de emip alan, olumsuzlukları sıralarken bu olumsuzlukları değiştirmek için hiçbir çaba harcamayan kişilerle takılmaya devam etmek istiyorsanız, takılın. Ama fikrimi soruyorsanız bir kez daha söyleyeyim: “Enerji bulaşıcıdır Olumluysa olumlu, olumsuz ise olumsuz bulaşır.” Bir şey daha söyleyeyim: “üzüm üzüme baka baka kararır.”

 

Geçenlerde radyoda bir konuşma yapıyordum ve o programa telefon ile katılan bir kadından harika bir soru geldi: “Ben olumlu ve gelişmeye açıkken, eşim geride kalmaya takılıysa ne yapmalıyım? Onu terk mi edeyim? Yoksa değiştirmeye mi çalışmalıyım? dedi. Aslında bu ve benzeri konuda soruları daha önce yüzlerce kez duymuştum. Aşağı yukarı, “En yakınımdaki insanlar kişisel gelişimle ilgilenmiyorlarsa ve hatta beni de caydırmaya çalışıyorlarsa, ne yapmalıyım?” diye soruyorlar. Yanıtımı merakla bekleyen kadına şu öneride bulunmuştum. Size de önerim aynısı olacak:

 

İlk önerim: Olumsuz insanları değiştirmeye çalışmayın. Bu, sizin işiniz değil. Sizin işiniz öğrendiklerinizi, kendinizi ve hayatınızı iyileştirmek için kullanmak. Siz model olun, başarılı olun, mutlu olun, ondan sonra belki- belkiyi vurguluyorum- sizin içinizdeki ışığı görürler ve birazını kendileri için isterler. Söylemlerinizle değil başarılarınızla örnek olun.

 

Tekrar edelim, enerji bulaşıcıdır. Karanlık, aydınlıkta çözülür.

Pozitif İnsanlarla takılmakİnsanlar, çevreleri aydınlandığında dahi “karanlıkta” kalmak isterlerse, bunu sürdürmek için çok çaba harcamak zorundadırlar. Sizin işiniz, olabileceğinizin en iyisini olmaktır. Eğer size sırrınızı sorarlarsa, o zaman anlatırsınız.

 

İkinci önerim ise, siz sakin, odaklanmış ve huzur içerisindeyken, isteğinizi belli etmek üzerinedir. İlkemiz, “Her şeyin bir nedeni vardır ve bu neden de bize yardım etmek için oradadır.” Evet, olumsuz insanlar ve olaylar ortamında, olumlu ve bilinçli olmak çok daha zordur, ama bu da zaten sizin sınavınızdır.

 

Çeliğin ateşte sertleşmesi gibi, etrafınızdaki insanlar şüpheci ve kınar gözlerle size bakarken, siz kendi inançlarınıza sadık kalabiliyorsanız, bu sizin daha kısa zamanda, daha fazla güçlenmenize sebep olur.

 

Bir de tabii, “Hiçbir şeyin bizim ona verdiğimiz anlamın ötesinde bir anlamı yoktur.” İlkesini unutmayın. Hatırlayın, yazımızın birinci bölümünde, anne ve babamızın hareketlerini nasıl “çerçevelediğimize” dayanarak, onlar gibi olduğumuzu ya da onlara başkaldırdığımızı tartışmıştık.

 

Şimdi de sizden, bazı insanların olumsuzluğunu yeniden çerçeveleyerek, nasıl olmamanız konusunda kullanacağınız bir uyarıcı haline getirmenizi istiyorum. Ne kadar olumsuz iseler, size o şekilde olmanın ne kadar yanlış olduğunu hatırlatacak kadar çok uyarıcı görevi görürler. Gidip bunu o kişilere söyleyin, demiyorum.

 

Bunu, onları öyle oldukları için kınamadan yapmaya çalışın. Bizzat öyle kişilikler oldukları için küçümsemeye, aşağılamaya veya yargılamaya, eleştirmeye başlarsanız, sizin de onlardan farkınız kalmaz.

 

Ama eğer en kötüsünü yaşıyorsanız, yani bu kişilerin köstekleyici enerjisini artık kaldıramaz hâle gelmişseniz; bu sizin büyümenizi engelleyerek sizi dibe doğru çekiyorsa kim olduğunuz ve hayatınızın geri kalanını nasıl yaşamak istediğiniz konusunda cesur kararlar almak zorunda kalabilirsiniz. Hızlı hareket etmenizi önermiyorum, ama kendi adıma ben kişisel, maddi ya da manevi olarak büyüme arzumu küçümseyen olumsuz bir kişiyle asla yaşayamazdım. Bunu kendime yapamazdım, çünkü kendime ve yaşamıma saygı duyuyorum ve olabildiğince mutlu ve başarılı olmayı hak ediyorum.

 

Benim hesabıma göre, dünyada 7,3 milyardan fazla insan yaşıyor ve ben gözlerini aşağılara dikmiş ve beni de oraya çekmek isteyen buna çabalayan, hele ki bunun için isteğim dışında koluma yapışan insanlara asla takılmam. Ya onlar da yükselirler ya da ben ilerlerim! Hem de benim gibi ilerlemeyi seçenlerin arasında ilerlerim. Bence, bu söze kulak verin: “Kartallarla uçmak isteyenler, ördeklerle yüzmez!”

 

Kendimi zehirli ortamlardan uzak tutmaya da özen gösteririm. Zehirli enerjiyi kendime bulaştırmak anlamsız geliyor. Kavga etmek, dedikodu yapmak ve sırttan bıçaklamak da buna dahil. Buna aşırı televizyon izlemeyi de katmak isterim; eğer televizyon izlemeyi hayattaki tek eğlenceniz olarak görmüyorsanız, sadece bir gevşeme stratejisi olarak kullanıyorsanız, başka.

 

Ben televizyonda genellikle spor programlarını seyrederim. Öncelikle, hangi konu ile ilgili olursa olsun uzmanları izlemekten zevk alıyorum, ikincisi, karşılaşmalardan sonra gelen röportajları seviyorum. Şampiyonların düşünce yapısını duymaya bayılıyorum ve bence hangi sporda olursa olsun birinci lige çıkan herkes şampiyondur.

 

O düzeyde olan her atlet, binlerce diğer atletin önüne geçerek o lige varmıştır, işte bu yüzden her birini inanılmaz buluyorum. Kazandıkları zamanki tavırlarını seviyorum: “Bütün takım çok çaba gösterdi. İyi iş çıkardık, ama daha yapacağımız çok iş var. Sıkı çalışmanın ödüllendirileceğini göstereceğiz” diyorlar. Kaybettikleri zaman ne düşündüklerini dinlemeye de bayılıyorum: “Bu sadece bir oyun. Geri geleceğiz bu maçı unutacak ve gelecek maça odaklanacağız.

 

Şimdi nerede hata yaptığımızı bulacak ve kazanmamız için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Gelecek maça baş koyacağız.” diyorlar. Başarıya odaklanma konusunda uyguladıkları strateji ve yöntemlerin parasal alandaki odaklanma, strateji ve yöntemlerle olan benzediğini siz de fark ettiniz herhalde!

 

2004 0limpiyatları’nda, yüz metre engellide dünya şampiyonu Kanadalı Perdita Felicien’e altın madalya alacak gözüyle bakılıyordu. Final yarışında, birinci engele takıldı ve düştü. Son dört yıldır haftanın yedi günü, günde altı saat hazırlandığı bu yarışı tamamlayamamıştı! Çok üzgündü, şaşkınlıkla yerde yatarken ağlıyordu.

 

Ertesi gün, yaptığı basın toplantısını dinledim. İnanılmazdı! Sözlerini şöyle özetleyebilirim: “Neden olduğunu bilmiyorum, ama oldu ve ben de bu dezavantajdan faydalanacağım. Daha çok odaklanacağım ve önümüzdeki dört yılda daha çok çalışacağım. Eğer kazansaydım, hayatım nasıl olurdu, bunu kimse bilemez. Belki de arzularım körelirdi. Bilmiyorum. Sadece şimdi başarıya daha aç olduğumu biliyorum. Daha güçlü olarak döneceğim.” Onu dinlerken sadece, “Helâl olsun!” diyebildim. Şampiyonlara kulak vererek de çok şey öğrenebilirsiniz.

 

Başarılı bulduğunuz insanları model alın, “Ama onlar özel kişiler.” demek yerine, “Onlar başarıyorsa, ben de başarabilirim.” deyin.

 

Parasal Başarıyı Yakalamaya Yardımcı Olacak Davranışlar
  1. Bir kütüphaneye, kitapçıya ya da internete başvurarak, çok zengin ve çok başarılı kişilerin yaşam öykülerini okuyun. Andrew Carnegie, Mary Kay, Donald Trump, Warren Buffett, Jack Welch, Bill Gates, Ted Turner, Steve Jobs birkaç iyi örnektir. İlham almak, başarı stratejilerini öğrenmek ve de en önemlisi kafa yapılarını anlamak ve modelleme yapmak için bunu deneyebilirsiniz.
  2. Parasal başarı kazanmış insanlarla tanışabileceğiniz ortamları araştırın. Eğer maddi sebeplerden dolayı bu imkânsız görünüyor ise, en azından şehrinizin en lüks otelinde çay kahve için. O atmosferde rahatlayın ve onların sizden hiçbir farkının olmadığını görün.
  3. Hayatınızda sizi aşağı çeken, olumsuz enerji veren kişi ve durumları inceleyin. Kendinizi o kişi ya da durumdan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışın. Eğer bu kişi aile ve dost çevrenizden değil ise, kendinizi tamamen ondan kurtarın.
  4. Bomboş, size hiçbir şey vermeyen, gelişiminize, ilerlemenize katkı sağlamayacak olan televizyon programlarından tamamen vazgeçin. Daha çok sizi olumlu yönde destekleyecek, motive edecek programları, haberleri takip etmeye çalışın.

 

Bir sonraki konuya buradan devam edebilirsiniz… Çaylar benden…