Dijital Pazarlama

Parasal Başarının Önünde 6 Gerçek Tehlike

Parasal Başarının Önündeki 6 Engel

 

Hayatımızda gereke ekonomik gerekse de manevi anlamda birçok engelle karşılaşırız.

 

Fakat iş para kazanmaya gelince durum biraz farklılaşır. Ek gelir kazanma yoluna gireriz, birkaç adım atar sonra olmadığını görür ve sıradan hayatımıza devam ederiz. Ama bu bir seçimdir ve bu seçimi değiştirebilirsiniz. Ama önce kafa yapınızı değiştirmemiz gerekiyor.

 

Farkına varamadığımız şeyi değiştiremeyiz değil mi? Bu yüzden bu başarısızlıkları belirlememiz gerekiyor tehlike dediğimiz engelleri ortadan kaldıralım.

 

Hadi şimdi başlayalım…

Tavsiye Almak

1. Tehlike Çanı: Sizden Daha Başarısız İnsanlar Tarafından Kolaylıkla Etkilenebilirsiniz

Hepimizin çevresinde, bize tavsiyeler veren iyi niyetli insanlar vardır. Ancak gerçekte bu kişiler bize pek de yardımcı olmazlar. Kaldı ki bu insanların çoğu pek de başarılı kimseler sayılmaz. Onların tavsiyelerine kulak asmak gerçek bir tehlikedir.

 

Bu insanların bir örneği olarak, hayali bir karakteri, Salih Amca ‘yı örnek verebiliriz. Hayali karakterimiz Salih Amca tam bir otorite figürüdür. Sık sık yanlış yapsa da asla kendinden kuşkulanmaz.

 

Üstelik onu görmezden gelmek de zordur, çünkü hemen her konu hakkındaki fikirlerini, sizin sormanıza gerek kalmadan söyler. Üstelik sizden daha yaşlıdır ve sizin iyiliğinizi ister gibi görünmektedir.

 

Salih Amca’nın fikirleri hiçbir zaman gri değildir. O, her konuda net, siyah-beyaz fikirleri olan birisidir. Sizin yaptıklarınızı ya tam anlamıyla destekler ya da kesinlikle karşı çıkar.

 

Onun tavsiyeleriyle ilgili kafanızda hep bir şüphe vardır, çünkü Salih Amca hayatta pek de başarılı olmuş sayılmaz.

 

Ama bununla ilgili de pek çok gerekçesi vardır Salih Amca’nın. Askerlik sırasında veya bir iş kazasında yaralanmış ve hayat boyunca sırt ağrısı çekmiştir. Üniversiteye gidememiştir, çünkü tahmininden önce çocuk sahibi olmuştur. İş hayatında da pek başarılı sayılmaz ama size sürekli söylediği gibi, aslında elinden geleni yapmış ve gerçekten çok çalışmıştır.

 

Salih Amca neredeyse her sektörde ya kendisi çalışmıştır ya da daha önce çalışmış birilerini tanımaktadır. Emlak işinde tutunamamıştır, çünkü “emlak işi aslında tam bir dolandırıcılıktır.” İşlettiği ufak lokantanın iflas etmesinin de suçlusu “çalışanların sahtekarlığı “dır.

 

Bir süre kapı kapı gezerek pazarlamacılık yapmıştır ama “insanların kapılarına gitmekle pek bir şey olmadığını” fark etmiştir. Sonra bir dönem okula geri dönmek istemiş, ancak “saçma sapan teorik zırvalardan” sıkılmıştır. Zaten o öğrenilmesi gereken her şeyi “hayat okulundan” öğrenmiştir.

 

Bir aile yemeğinde size bu aralar neyle uğraştığınızı sorması şaşırtıcı değildir. Siz ona yeni ve ümit vaat eden projenizi açtığınızda, başını iki yana sallayarak ağzındaki lokmayı yutar ve konuşmaya başlar: “Hiç şansın yok. Birkaç sene önce çok daha iyi bir proje geliştirmiştim, bir işe yaramadı. Zamanım boşa harcama.”

 

İşin özü şudur: Eğer Salih Amca gerçekten başarılı biriyse, onun sözünü dinleyin. Eğer değilse, kibarca başınızı sallayın ve söylediklerini duymazdan gelin. Hatta daha iyisi, size bu aralar neyle uğraştığınızı sorarsa, suya sabuna dokunmayan yanıtlar verin. Veya konuyu hava durumuna, futbola ve hatta onun sırt ağrılarına getirin.

 

Kafanızdaki yeni fikri narin bir fidan olarak düşünmelisiniz. Kolaylıkla zarar görebilir, ezilebilir. İyice gelişmesi için zamana ve suya ihtiyacı vardır. Hayatınızdaki Salih Amca’nın sizin fikirlerinizi ezmesine ve hevesinizi kırmasına izin vermeyin.

 

En iyisi fikirlerinizi kendinize saklayın veya yapmak istediğiniz işlerle ilgili gerçekten bir şeyler bilen insanlarla konuşun.  İnsanların ne konuştuğuna değil somut olarak neler yaptığına odaklanın.

Televizyon İzlemek

2. Tehlike Çanı: Televizyonun Karşısındaki Kanepeye Uzanıp Paranın Kendiliğinden Size Geleceğini Düşünüyorsunuz

“Bu çok saçma” dediğinizi duyar gibi oluyorum. “Yatarak para kazanılacağını düşünmedim ki.”

 

Sorun şu ki, etrafımız, başarının gerçekte olduğundan çok daha kolay ulaşılabilir olduğunu iddia eden ilanlarla çevrili. “Diyet yapmadan 20 kilo zayıflamayı” veya “hayalinizdeki işe hemen kavuşmayı” vaat eden reklamlar artık her yerde karşımıza çıkıyor.

 

Beynimizin mantıklı düşünen kısmı başarının ve gelişmenin zaman alacağını biliyor. Ancak beynimizin gelişmemiş kısmı beklemekten sıkılmış. Eğer birisi hemen, şimdi sonuç alabileceğinizi söylüyorsa, kim bilir, belki de bu kez haklıdır. Her şeyin kapımıza hazır olarak geldiği  21. yüzyılda, kalıcı başarnın da kapımıza kadar hemen, şimdi gelmeyeceğini kim iddia edebilir?

 

Tanıdığım bir eğitmen, amacım insanları “üç günlük yoğunlaştırılmış eğitime kaydolur kaydolmaz gökten üzerlerine para yağacağına inandırmak” olduğunu söylemişti. Düşünün, bu eğitimde öğrendiklerini uygulayıp uygulamamalarının bir önemi yok. Hatta eğitime katılmasalar da olur. Amaç, insanların yalnızca bu eğitim programım satın aldıklarında zengin olabileceklerine inanmaları.

 

Gerçekte, o broşürler ve reklamlar ne derse desin, hayatta hiçbir şey bu kadar çabuk olmaz. İçinizdeki gelişmemiş insanı bastırın ve ona sabretmeyi öğretin.

Aşırı Çalışmak

3.Tehlike Çanı: Para Çok Çalışarak Kazanılır

Bir önceki tehlike ne kadar önemliyse, bu da o kadar önemlidir. Bu fikir, hayatımızın en erken dönemlerinde zihnimize kazınır. Pek çok insanın ekmek parası için saatlerce çalıştığı doğrudur. Sorun, dürüst bir kazancın ancak saatlerce çalışarak elde edilen para olduğu önyargısıdır. İnsanlar ahlaki bazı önyargılarla, kolay para kazananların ancak hırsızlar olduğunu düşünmektedir.

 

Bu konularımız boyunca, ne çok zor ne de fazla kolay olmayan bir para kazanma yolunu bulacaksınız. Elbette size, bu sisteme girdikten bir süre sonra banka hesabına durmaksızın para akmaya başlayacak demiyorum. Hayır, aslında zaman zaman televizyonunuzu kapatıp az bir zamanınızı bu işe ayırmanız gerekecek.

 

Öte yandan, bunun çok da zor bir iş olduğunu söyleyemem. Süreç birbirini takip eden ufak adımlarla ilerleyecek. İşin güzel tarafı, bir şey yaratacak ve o şey üzerinden tekrar tekrar kazanç elde edeceksiniz.

 

Bir kalp cerrahını düşünün. Evet, yıllarca okullarda okuyup en zor sınavları geçmek zorunda kaldı. Evet, şimdi çok iyi bir geliri var ama bir sonraki by-pass ameliyatı için hastaneye gelmeyi reddederse bir sonraki ay banka hesabına hiç para yatmaz.

 

Dolayısıyla bir kalp cerrahı tüm gün durmaksızın çalışmasa da mesai günlerinde aralıklı olarak belirli bir süre çalışmak zorundadır. Tıpkı iş çıktıkça dikiş diken bir terzi gibi, o da her gün düzenli olarak belirli bir saat işyerinde kalmaz, ancak iş çıkınca gider ve hünerini gösterir.

 

Aynı durum avukatlar ve hatta milyonlarca dolar kazanan sporcular için de geçerlidir. Evet, sürekli mesai yapmak zorunda değilsiniz, ancak zamanı gelince işinizi yapmıyorsanız para da alamazsınız.

 

Bu örnekler, tıpkı bilgi temelli bir ürün yaratmaya benziyor. Ürünü bir kez yarattıktan

sonra piyasaya sürüyor ve her satıştan para kazanıyorsunuz. Evet, arada bir ürünü güncellemek gerekiyor ama asıl iş, bir kez yapılmış oluyor ve ondan sonra uzun bir süre bu işlerden para gelmeye devam ediyor.

 

Bu sizce kolay kazanılmış para mıdır? Size gelir getirecek kamyonu bir kez hareket ettirdikten sonra, tek yapmanız gereken kamyona atlayıp hızın keyfini çıkarmaktır.

 

Dolayısıyla, ter ve gözyaşı akıtmadan para kazanabileceğiniz için kendinizi kötü hissetmenize hiç gerek yok.

Konfor alanında kalmak

4. Tehlike Çanı: Konfor Alanınızda Kalmakta Israr Ediyorsunuz

Çok para kazanmak için güvenli bölgenizin dışına çıkıp büyük riskler almak zorunda olmasanız da zaman zaman alanınızı genişletmeniz şarttır.

 

Örneğin emlak piyasasını ele alın. Kimi sözde uzmanlar, emlak dünyasındaki yatırım fırsatlarını bulmak için iş saatleri dışındaki zamanınızı kapı kapı dolaşarak geçirmenizi önerirler. Bu yöntem kimi zaman işe yarasa da cazip fırsatlar bulmak için bu kadar yorulmanız şart değildir. Üstelik bu yöntem kısa zamanda hevesinizin kaçmasına da neden olabilir.

 

Bazıları emlak piyasasından milyonlarca dolar kazanmalarına karşın, bir kez bile kapı kapı dolaştığını görmedim. Bunun yerine, satılık ev ve arsa sahiplerinin posta adreslerini temin edebilecek kişileri bularak, bu adreslere mektup ve e-posta göndermeyi tercih ediyorlar.

 

Salondaki divana uzanıp zengin olmayı bekleyerek daha konforlu zaman geçirebilirdim. Ama tüm adreslere şahsi mektuplar yazarak ve hem adres temini hem de mektupların iletilme sistemini düzenleyip geliştirerek belirli bir zaman ve emek harcıyorsunuz. Ancak yapılan şey aşırı yorucu veya tamamen alışılmadık bir şey değil. Yalnızca, daha önce denenenlerden birazcık farklı bir yöntem.

 

Bu yazımızın konusu emlak piyasası değil ama internet temelli iş dünyası da benzer bir prensibe sahiptir. Esnek kaslar bir atletizm yarışmasında performansınızı artırır, esnek bir beyin de iş dünyasında size para kazandırır.

Söylemesi Kolay

5.Tehlike Çanı: Söylemesi Kolay Benim Durumum Farklı

En ciddi tehlikelerden birisi budur. Siz henüz bebekken, anneniz kulağınıza ne kadar özel ve farklı olduğunuzu fısıldamıştır. Eşiniz de muhtemelen buna benzer sözler etmiştir. Gerçekten, parmak iziniz veya yaşam deneyimleriniz gibi tamamen size özgü şeyler vardır. Buraya kadar bir sorun yok.

 

Sorun, ben çok farklıyım kavramına tutunmak ve yapmak veya duymak istemediğiniz şeylere karşı bunu bir savunma mekanizması olarak kullanmaktır.

 

Televizyonda zayıflama programı görürsünüz ve içinizden bir ses, şu mazeretlerden birini kulağınıza fısıldar:

 

  • O televizyondaki kız benden çok daha genç. Benim bünyem kolay yağ yakmıyor, onun için kilo vermek çok daha kola olmuştur.

 

  • Her gün ofiste çalışan biri için kilo vermek ne kolay. Sonuçta yanında bir buzdolabı yok. Oysa evde otururken ve mutfaktaki buzdolabında bir dolu yemek varken gidip bir şeyler atıştırmadan durmak mümkün değil.

 

  • Sürekli evde oturan biri hangi gün ne yiyeceğine kendisi karar verip sağlıklı beslenebilir. Oysa benim gibi ofiste çalışan biri için bu mümkün değil. Her gün dışarıda yemek yemekten, ofisteki doğum günü pastalarından ve abur cuburlardan sonra kilo vermem mümkün değil.

 

Bu savunma mekanizması pek çok insanın kafasında son derece başarılı bir biçimde işler. Örneğin bu yazımızı ele alalım:

 

  • Asla iyi bir ek gelir elde edemeyeceğim. Daha önce de buna benzer çabalarım olmuştu ve hep başarısızlıkla sonuçlandı.

 

  • Anadili İngilizce olanlar bu gibi işlerden çok para kazanabilirler. Ama ben doğru dürüst İngilizce bilmiyorum. Bu nedenle internette büyük satışlar yapmam mümkün değil.

 

  • Ekonominin genel olarak iyi gittiği dönemlerde bu gibi ek işler yapılabilir. Ama ekonomik kriz varken bu önerilerin kimseye faydası olmaz.

 

  • Benim uyumaya bile vaktim yok, başka bir işe nasıl zaman ayırayım? Bir günde topu topu 24 saat var ve ben hep meşgulüm.

 

Bu liste sonsuza kadar uzatılabilir. Çünkü “mazeret üretme motoru” inanılmaz etkili bir araçtır. Bruce Lee’nin filmlerinde hiç ter dökmeden onlarca adamın hakkından gelmesi gibi, bu mazeret üretici de hiç zorlanmadan hemen her konuda sizin için pek çok mazeret üretebilir.

 

Bir noktanın altını çizeyim: Evet, anneniz haklı. Siz gerçekten özel bir insansınız. Sizin gibi insanların kolay kolay bulunamayacağım düşünen eşiniz de haklı. Eminim sizi diğer insanlardan ayıran pek çok özelliğiniz vardır.

 

Ancak bu farklılıklarınızın, mazeretlerin dayanağı olmasına izin vermeyin. Bir şeylerin neden gerçekleşemeyeceğine değil, bunları nasıl gerçekleştirebileceğinize odaklanın.

 

Duyduğunuz her ilginç fikir ya da başarı hikâyesini, sizin için potansiyel bir basamak olarak görün. O fikir veya öykü, sizin üzerine basıp bir adım daha yükselmenizi sağlayabilir.

 

Bu sayede büyük icatlar yapabilirsiniz. Laboratuvarında unuttuğu kauçuğun aşırı sertleştiğini gören bir bilim adamı, çöpe atmak yerine, bu sert kauçuğun kullanılabileceği bir alan olabilir mi? diye düşünerek kükürtle işleme tekniğini bulmuştu. Bugün araba lastiklerini bu tekniğe borçluyuz.

 

3M şirketi için çalışan bir bilim adamı da günün birinde çok kullanışsız bir yapıştırıcı madde keşfetti. Keşfettiği maddenin yapıştırıcı özelliği son derece zayıftı. Bir süre bu maddenin ne için kullanılabileceği üzerine düşündükten sonra, bunu bir kâğıda sürdüğünde, kâğıdın eşyalara yapıştığını, ancak istendiği zaman da kolaylıkla çekip çıkarılabildiğini gördü. Çaldığı orkestranın provalarında bu yeni yapıştırıcıyı nota kâğıtlarının üzerinde kıllanıp, bugün Post-it olarak bildiğimiz ürünü yarattı.

 

Belki siz de böylesi etkileyici keşiflerin eşiğinde olabilirsiniz. Ancak benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta bu değil. Benim söylemek istediğim, kafanızın içindeki Bruce Lee’ye dikkat edin ve her yeni fikirle karşılaştığınızda, Bruce Lee’niz ona saldırmadan önce, siz bu fikirde gerçekten işinize yarar bir şey olup olmadığını düşünün.

 

Bahse girerim şu an bile Bruce Lee’niz harıl harıl çalışıyor ve kulağınıza şunları söylüyor: “Aman ne güzel, ben de bir yapıştırıcı keşfetmiş ya da kauçuklarla çalışan bir bilim adamı olsaydım, bu hikâyeleri duyduktan sonra yeni fırsatlara daha fazla dikkat ederdim. Ama ben… benim durumum çok farklı ve böyle heyecan verici şeyler benim başıma gelmiyor”

 

Hayır, yanılıyorsunuz. Ürün geliştirme konusunu ileriki makalelerimde ele alacağım, size bir ürün geliştirme konusunda pek çok fikir ve yöntem önerebilirim. Şimdilik tek yapmanız gereken, kafanızın içerisinde sizin zararınıza çalışan huysuz sese kulak tıkamayı öğrenmek.

Büyük Para

6. Tehlike Çanı: Aklınız Kunduz Gibi Değil, Kuzey Amerika Faresi Gibi Çalışıyor

Kuzey Amerika fareleri yuvalarını düğme, pul, folyo ve ayna parçaları gibi parlak nesnelerle doldurmalarıyla bilinir. Bazı insanlar da Kuzey Amerika fareleri gibi büyük ödül ‘ün peşindedir.

 

Bu insanlar pazarlamacıların da hedef kitlelerini oluştururlar. Birkaç sene önce “İnternet öldü, şimdi SuperNet çağı!’ diyorlardı. Sonra, “Mektup devri sona erdi, artık e-postayla tanıtım zamanı! ” demeye başladılar. Ardından, “e-posta bitti, yaşasın bloglar!” dediler. Bloglardan sonra da Facebook’u keşfettiler ve onu öne çıkardılar ta ki Twitter’ın ne harika bir şey olduğunu fark edene kadar.

 

Size oturduğunuz yerden kolaylıkla para kazanabileceğinizi söyleyen insanlar da genelde bu pazarlamacılardır. Size bir dokunuşla tüm sorunlarınızı çözecek sihirli değneği satmaya çalışırlar.

 

Sihirli değnek yoktur. Zaman zaman birileri zekice bir fikir bulabilir ve bundan para kazanabilir. Ama sonra, bu fikir yayılınca, “altına hücum” döneminde olduğu gibi herkes çılgınca bu alana yönelir, fiyatlar yükselir ve fırsatlar eskisi kadar cazip olmamaya başlar.

 

Bu durum yalnızca Kuzey Amerika faresi gibi davranmak isteyenler için can sıkıcıdır, çünkü internetten para kazanılabilecek pek çok yol mevcuttur. Tek bir devrimci yöntem yoktur, tıpkı ömrümüzün sonuna kadar nefis de olsa tek bir yemeği tercih edemeyeceğiniz gibi.

 

Bu konuda kunduz gibi davranmakta fayda vardır. Kunduz kısa bir planlamadan sonra kendine bir bölge seçer. Oraya devasa, tek parça bir ağaçla bent kurmaz. Kolayca bulacağı küçük dal parçalarını tercih eder ve bunlarla kullanışlı bir bent inşa eder.

 

Başlangıçta bu bent kusursuz değildir ama düzenli bir çabayla işler duruma gelir ve sürekliliği sağlamak için ufak tefek tahliyelerden başka bir şeye ihtiyacı kalmaz.

 

Elbette ki teknolojideki yenilikleri takip edin. Ancak parlak bir nesne için kurmuş olduğunuz tüm sistemi yerle bir etmek yerine bunu bendinizi takviye etmekte kullanıp kullanamayacağınıza bakın.

 

Sonunda bitti! Başarıya giden yoldaki pek çok hayali engeli başarıyla yok ettik, sonra da ek gelir elde etmenizin önündeki gerçek tehlikeleri gördük.

 

Bu fırsatın neden gerçek olmayacak kadar iyi olduğunu görebiliyor musunuz? Sahte engelleri yok etmek ve tehlikelere meydan okumak bir çaba gerektiriyor. Tekrar söylüyorum: Tüm bu sahte engeller ve gerçek tehlikeler daha az rekabet anlamına geliyor.

 

Umarım bu bölümü okurken elinize bir kalem alıp, özellikle sizinle ilgili gördüğünüz kısımları not almışsınızdır. Bu kısımları düzenli olarak tekrar tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü insanın bu eski ve zararlı fikirlere kendini tekrar kaptırması çok kolay olabiliyor. Ne de olsa bir düşünce alışkanlığımız var.

 

Bir sonraki bölümde bu zararlı düşünce kalıplarının tam zıddı bir yönde ilerleyerek üretime odaklanacağız.  Beni izlemeye devam edin.