Hedefler belirlemeyin, sistemler oluşturun. Sistemler esnekliği yener. Bu, çevrimiçi olarak tavsiye paylaşan kişiler arasında popüler bir fikirdir.
Ben de bu konu hakkında yazdım. Fikir şu ki, hedefler için çalışmak yerine, fazla düşünmeden uyguladığınız bir dizi günlük eylem/alışkanlığa güvenerek daha tutarlı olursunuz. Kısa bir süre önce, iş stratejisti Keith J. Cunningham’ın The Road Less Stupid adlı kitabını okudum. Kitapta, “Sistemler vs Esneklik” adlı bir bölüm var.
Cunningham, her zaman sistemler üzerine güvenmeniz gerektiği fikrine karşı bir argüman sunuyor. Cunningham şöyle yazıyor: “Sistemler, 200 yıl önce Sanayi Devrimi sırasında inanılmaz derecede iyi çalışan harika bir araçtı. Sistemler, yapılan işin tekrarlayıcı olduğu (montaj hatları ve hamburger çevirme gibi) ve müşteri etkileşimi içermediği veya ortamın tamamen istikrarlı olduğu durumlarda son derece yararlıdır.”
Cunningham’ın ana eleştirisi, sistemlerin size yanlış bir güvenlik hissi verdiği yönündedir. Her gün bir dizi görevi yerine getirdiğinizde, ilerleme kaydettiğinizi hissedersiniz. Ancak bu her zaman doğru değildir.
Sistemleri savunmak
Bir sisteme sahip olmanın en güzel yanı netliktir. Örneğin, bir hedefimiz var:
- %10 zam almak
Bu hedefi bir sisteme dönüştürürsek, şöyle bir şey olabilir:
- İşe daha erken gelip daha geç çıkmak. Günde 30 dakika boyunca temel becerilerimi geliştirmek. Her gün elde ettiğim başarıları ve patronuma/müşterilerime sunduğum değeri kaydetmek.
HEDEF, elde etmek istediğiniz bir sonuçtur.
SİSTEM ise her gün uygulayabileceğiniz, eyleme geçirilebilir bir plandır. İkincisi sizin kontrolünüz altındadır. Bu yüzden sistemleri seviyorum.
Esnekliğin savunulması
Sistemlerin sorunu, kendinizi sisteminize bağlamayı göze almanızdır. Sonuçta, kontrol ettiğiniz şey budur. Ve eğer kontrol delisiyseniz, sistemleriniz konusunda çıldırmanız mümkündür.
Her bir yönünü optimize etmeye çalışırsınız. Belki de zam almaya çalışarak başladınız; bir sistem oluşturdunuz ve uygulamaya başladınız.
Ama belki hayatınız değişir veya ekonomi değişir ve o sistemi uygulamamanız gerekir. Hayatınızda yeni bir hedefe ihtiyacınız olabilir. Ya da yeni bir sisteme. Muhtemelen her ikisine de. Cunningham’ın dediği gibi:
“Çevre değiştikçe, ki bu giderek daha sık ve şiddetli bir şekilde oluyor gibi görünüyor, eski iş yapma şekli öldürücü oluyor… kelimenin tam anlamıyla. Radikal, akıl almaz bir değişim yaşamayan bir iş kolundaysanız, benim aşina olmadığım paralel bir evrende yaşıyorsunuz demektir.”
Günümüz dünyasında “UYUM” sağlayabilmeniz gerekir. Katı olamazsınız.
“Ayarla ve unut” diye bir şey yoktur.
Bu, sağlığınızı iyileştirmek için oluşturduğunuz sistemler için bile geçerlidir. Günlük egzersiz gerektiren bir egzersiz sistemi oluşturabilirsiniz. Yaşam koşullarınız değiştiğinde veya hastalandığınızda ne yapacaksınız? Her zaman uyum sağlamalısınız. Hayatın doğası budur.
Sisteminiz Sizi Yüzüstü Bıraktığında
“Sistemler başarının anahtarı olsaydı, Amerika Birleşik Devletleri federal hükümeti, United Airlines ve Obamacare gezegendeki en saygın kurumlar olurdu.” — Keith J. Cunningham
Birkaç ay önce, egzersiz sistemime fazla güvendiğim için kendimi yaraladım. Haftada üç kez koşuyor ve üç kez ağırlık kaldırıyordum. Toplamda haftada altı gün.
Aylarca çok iyi sonuç verdi ve her hafta kendimi daha güçlü hissediyordum. Gücümü ve dayanıklılığımı artırmak istiyordum. Sistemim çok iyi çalışıyordu.
Ancak birkaç ay sonra, bazı yerlerimde ağrı hissetmeye başladım. Belim biraz tutulmuştu. “Sistemime sadık kalacağım, ama kendimi biraz daha az zorlayacağım” diye düşündüm. Bu yüzden çok fazla egzersiz yapmadım. Ama devam ettim. Bir gün ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum ve bağcıklarımı bağlamak için sırtımı eğdiğim anda belimde bir acı hissettim. Anında bir şeylerin ters gittiğini anladım.
Sırtımı oldukça kötü incitmiştim. Teşekkürler, sistemim. Bana yardım ettin, sonra da incittin.
Hedefler belirleyin, sistemler oluşturun ve esnek kalın
Ne kadar katı olursanız, o kadar çok şeyleri bozma riskiniz artar. Bu, kariyeriniz, ilişkileriniz, bedeniniz ve zihinsel sağlığınız için geçerlidir.
Ben her zaman esnek düşünen biri oldum. Fikir ve inançlara hiç bağlı değilim. Çünkü ben özünde pragmatik biriyim. Kişisel felsefemi Think Straight adlı kitabımda yazdım.
Bu strateji beni genel olarak esnek hale getirdi. Değişiklik yapmaktan asla korkmam.
Ancak iş hayatımda veya kişisel hayatımda hala sistemlerimin içinde sıkışıp kalıyorum. Eğer siz de buna benzer bir durum yaşıyorsanız, ara sıra mevcut sistemlerinizden, rutinlerinizden veya alışkanlıklarınızdan bir adım geri atmanızı öneririm.
Bunu esnekliğinizi artırmanın ve katılığınızı azaltmanın bir yolu olarak görün.
Şöyle düşünün. Vücudunuzu geliştirmek istediğinizde, güç, dayanıklılık ve esnekliği üzerine odaklanmanız gerekir. Bu üç unsurdan biri eksik olursa, vücudunuz dengeli olmaz.
Hayatta da durum aynıdır. Günümüz dünyasında başarılı olmak ve gelişmek için dengeye ihtiyacımız var. Tek bir şey yeterli değildir.
Son birkaç yıldır birçok insanın daha az çalışmak istediğini fark ettim. Sadece mutlu olmak ve stres yaşamamak istiyorlar. BENCE BU BİR HATA.
DENGELİ OLMALIYIZ. FAZLA DİNLENMEK SİZİ ZAYIFLATIR. FAZLA ÇALIŞMAK SİZİ YIPRATIR. DENGE İŞİN SIRRI
Ne zaman çalışmanız, ne zaman dinlenmeniz gerektiğini nasıl anlarsınız? Esnek olarak.
Tarafsız kalmalısınız. Asla belirli bir sisteme veya iş yapma yöntemine fazla takılmayın. Kendinizi, kariyerinizi veya işinizi sürekli olarak değerlendirin.
Aynı zamanda, çevrenize de bakın. Herhangi bir şeyi değiştirmeniz gerekiyorsa, değiştirin. Uzun süredir bir şeyi belirli bir şekilde yaptığınız için, her zaman aynı şeyi yapan katı bir kişi olmayın.
Hiçbir eylem veya stratejinin kimliğinizin bir parçası olmasına izin vermeyin. Böylelikle, hem hedef belirlemenin hem de sistemleri kullanmanın faydalarından yararlanabilirsiniz. Unutmayın, bunlar birbirini dışlayan kavramlar değildir.
Hepsini yapabilirsiniz. Hedefler belirleyin ve esnek sistemler oluşturun. Bana göre, bu çağda başarı ve mutluluğun gerçek anahtarı budur.
Tekrar görüşmek umuduyla…




