Farkındalık

Kuantum İyileşme 1. Bölüm

Kuantum İyileşme

 

Meditasyon

Meditasyon birçok insanı korkutan bir sözcüktür. Onlar boş bir zihinle mümkün olduğunca uzun bir süre oturabilecek ‘insan türünde’ olduklarını bilmezler. Ben sizden bunu yapmanızı istemiyorum. Meditasyon, benim kullandığım şekilde, basitçe bir sessiz düşünceye dalma durumudur. Meditasyon, en az birkaç dakika içinize odaklanmanızı sağlar ve bu sürede daha derin bir gerçekliğe ulaşabilirsiniz.

 

Meditasyonun günlük rutinlerinin uygulanması hemen hemen her zaman, daha rahatlamış ve gün boyunca ‘ahenk içerisinde’ olduğunuz yaşamınızda pozitif değişikliklere sebep olur; stres ve zorluklarla daha kolay başa çıkabilirsiniz. Hayata daha hazır olur ve ortaya çıkan durumları daha dengeli ve daha dikkatli bir şekilde karşılayabilirsiniz.

 

Diğerleri meditasyonu zihinsel disiplinlerini geliştirme aracı olarak kullanırken, bazı insanlar Ruh ile konuşmanın bir aracı olarak meditasyon yaparlar. Amaç ne olursa olsun, meditasyonun psikolojik etkileri çoktur:

 

Stresin biyokimyasal yan etkilerinin azalmasına bağlı metabolizmada değişiklikler, kalp atış hızının ve kan basıncının düşmesi ve daha rahat nefes alıp verme. Meditasyon yaptığınızda, beynin odaklanma, planlama ve olumlu duygulardan hoşlanma yeteneğiyle ilişkili bölge olan beynin sol lobunun önündeki kabukta gerçekleşen hareketlerde artış olur. Çalışmalar gösteriyor kj meditasyon yapanlar ayrıca daha az depresyon ve endişe eğilimindedirler.

Bunu deneyin:

Meditasyon yapmak için, yapmanız gereken sadece gözlerinizi kapayabileceğiniz özel ve rahat bir yer bulmak. Mindere bağdaş kurmuş bir şekilde oturun (sandalyede dikkatli oturmak ya da sırtınızı yaslamak da iyi olabilir, eğer bu sizi daha rahat hissettirecekse böyle yapın!) ve on kez rahat nefes alın.

 

Burnunuza giren ve çıkan havanın sesini dinleyin. Burnunuzdan nefes almak yogada nadi olarak bilinen yaşam gücünüzün ince kanallarını uyarır. Bu kanalları harekete geçirerek, sadece sinir sisteminizi sakinleştirmekle kalmaz, bunun yanında bedeninizden akan pranayı ya da yaşam gücünüzü, uyandırırsınız.

 

Nefes AlmakNefes aldığınızda, zarafet dolu ışığın başınızın üstünden içinize girdiğini hayal edin ve nefes verirken de bu Işığı dünyayla paylaştığınızı gözünüzde canlandırın. Nefes alıp verirken bir döngünün gerçekleştiğini görün. Alıştırmanıza sadece mantrayı (ilham veren sözcük veya deyim) tekrar ederek devam edin. Benim kullandıklarımdan sadece birkaçı şunlardır:

 

‘Barış’, ‘sevgi’ ya da ‘buradayım.’ Mantra söylemek, size odaklanmak istediğiniz enerjiye geri çekmede yardımcı olacaktır. Sizi aşırı heyecanlandıracak kadar çok derin nefes alıp vermeye çalışmayın, daha çok karnınızın altına kadar nefes alın ve göğsünüzden geri verin.

 

On kez nefes alarak başlayın ve tekrarlamaya ve rahatlamaya daha fazla alıştıkça yavaş yavaş süreyi yirmi dakikalık meditasyonlara çıkarın. Bunu bir egzersiz programıymışçasına rahatlık İçinde yapın.  Bir mutfak kronometresi kullanabilirsiniz ya da ne kadar zamanınız kaldığım kontrol etmek için zaman zaman yavaşça gözlerinizi açabilirsiniz.

 

Bu, meditasyonun sadece bir yolu ve çok kullanışlı bir yöntem. Bunun dışında meditasyonun birçok yolu var ve sizin için iyi olan metodu bulana kadar araştırın. Pratik yaparken öğretmenler ve sınıflar size rehberlik edebilir; bugünler de meditasyonu yoga çalışmalarında, kiliselerde, mabetlerde ve manastırlarda bulabilirsiniz. Neyin kendinizi iyi hissettirdiğini bulun ve sadece meydana çıkarmaya devam edin.

 

Fazla rahatsız hissettiğinizde bile, sadece birkaç dakika gözlerinizi kapayın (ya da on kez nefes alıp verin) ve içinize dönün. Başarabildiğiniz sıklıkla anda kalmaya ve enerjinizi meditasyonun size sunduğu derinlik için harcamaya çalışın.

Hayal Etmek

Görselleştirme

 

Gözünde canlandırma (Görselleştirme) meditasyondan daha aktiftir. Bunu yapmak gerçekleştirmek istediğiniz değişimleri ve gelişimleri planlamanın bir yoludur. Görüyorsunuz, beynimizdeki sinirsel döngü, yaşamımız boyunca aldığımız bütün mesajları, özellikle çocukluğumuzun ilk yıllarındakileri saklar.

 

Sanki her anlamlı olay ya da başkalarıyla yaptığımız değişim düşüncemizde bir oyuk açıyor ve her deneyimle bu oyuk derinleşiyor ve daha sağlam yerleşiyor gibi. Yineleme, güçlü duygular ya da duyular, travma ya da direnç—tüm bunlar bizim dirençli sinir sistemimizi duygusal döngümüz yoluyla etkiler. Bu döngü kaynaklı yeni durumlara maruz kalırız ve genellikle bizim enerji kaynağımız olan neşe ve yaşam gücümüzü hissetmemizi engeller.

 

Örneğin, ebeveynleriniz size daima çok zeki olmadığınızı söylüyorsa (yineleme) ve muhtemelen onlara katılacak ve kendinizin o kadar da zeki olmadığınızı düşüneceksiniz. Ya da otoriter ve açık bir insanla ilk orgazmınızı yaşarsanız (güçlü duygular ya da duyular), otoriter ve açık kişilik özelliği size kendinizi seksi hissettirecektir. Ya da çocukken cinsel tacize maruz kaldıysanız (travma), büyük ihtimalle kiminle olursanız olun, hangi durumda ya da nerede olacak olursanız olun hiçbir zaman güvende olmadığınıza inanacaksınız.

 

Diğer yandan, eğer kızgınlığın kötü bir şey olduğu size öğretilirse, yaşamınızı umutsuzca direnç göstermekle geçirebilirsiniz (direnç) ya da kızgınlığınızı inkâr edebilirsiniz. Fakat ironi şu ki, bir şeye direndiğimizde ona aslında güç veririz. Bu olayda, sizin tanınmayan kızgınlığınız enerji alanınızın içine yerleşir. Direnç enerji gerektirir.

 

Hepimiz, derinlerde sakladıklarımızı yansıtır ve bazen farkında olmadığımız inançlarımızı dünyaya geri veririz ve dünya da bunu fazlasıyla bize geri aksettirir. Temel olarak, monoton ve sıkıcı bir yaşam içinde sıkışır kalırız, çünkü yeni durumlara tepkilerimiz tecrübe edilen duygularımıza ya da geçmişte kurduğumuz modellere bağlıdır.

 

Bir şeyleri sarsmak için, kafa yapınızı özgür bırakmak zorundasınız. Hissetmenin yolunu değiştirmek istiyorsanız, enerjinizi yeniden oluşturmak ve tam anlamıyla yeni bir sinirsel devre yaratmak zorundasınız. Canlandırmanın girdiği yer burasıdır.

Nöronlar

 

Canlandırmada, beyninizi, yerleşmiş olan imgeleri yeni yeni devreler koyarsınız. Bu bazen güdümlü betimleme olarak isimlendirilir.

 

Zihninizi bir oyuncak tren seti gibi düşünün. Tren (düşünceleriniz) aynı raylara (olumsuz görüntüler) siz yeni bir ray (taze görüntüler ve yeni potansiyeller) ekleyene kadar döndükçe döner ve siz bu yolları düzenlemek için bazı makasları çıkarırsınız (gelişmiş düşünce sistemi).

 

Eski raylar hâlâ oradadır ama biz kendimize yolculuk için yeni yollar verdik artık. İşte canlandırmanın yaptığı budur. Sizin rotanızı değiştirir. Enerjinizin gitmesini istediğiniz yeni haritalar sağlayarak kafa yapınızı geliştirir. Ve kendiniz imgeleri değiştirmeyi öğrendiğinizde, geriye kalan her şey sizi takip edecektir. Siz, yeni imgeler sağlayacak deneyimlere ve pratiklere yönelerek başlarsınız.

 

Bu, önemli bir atılımın nasıl gerçekleştiğinin büyük bir parçasıdır. Kendimize farklı bir gözle tanık olur ve kendimizi gözlemleriz (canlandırırız) ve böylelikle kötüye giden gelişim sürecini canlandırmış oluruz.

 

Canlandırma size olaylara bakışınızı değiştirmeniz için yardım eder, böylece hayata daha başka türlü tepki verebilirsiniz; eski imgeleri parçalara ayırır ve daha yeni ve iyileriyle yer değiştirirsiniz. Yerleşen yeni imajlarla, daha farklı düşünmeye başlayacaksınız ve farkı düşünüp farklı davrandığınızda da, insanların size verdiği tepkiler de değişecektir.

 

Eğer, dik bir şekilde ayakta duruyorsanız, örneğin, kendinizi sağlıklı ve kendine güvenli olarak canlandırdığınız için, insanlar sizi büyük olasılıkla çekici ve kudretli görecek ve buna göre davranacaklardır. Bu kişisel imgeyi pekiştiren şey nedir? Neden- sonuç ilişkisi nasıl faaliyete geçer?

Kendinizi nasıl görüyorsanız, diğer insanlar da sizi öyle görüyordur.

Sizin dünyayla ilgili planlarınız, önce sizin kendi içinizdekileri hissetmenizle başlar. Önce aklınızda sonra maddesel dünyada. Bu kayma sizin insanlarla nasıl ilişki kurduğunuz seviyedeki tercihleriniz hakkında bilgi verir (eğer kendinizi mutlu olarak canlandırıyorsanız, doğal olarak daha çok gülersiniz; gülümsediğinizde ruh haliniz doğal olarak değişir) ve böyle devam eder.

 

Bunu bilmeden önce, yaşamı (sağlığınızı ve mutluluğunuzu) tamamen yeni bir düzeyde tecrübe edeceksiniz. Bazen, farklılık güçlükle algılanır ve bazen de büyük çapta gerçekleşir.

 

Canlandırma bize ne istediğimizi açıklığa kavuşturmada yardım eder ve ona ulaşabilmemiz için bize bir harita verir. Eğer, örneğin, daha sağlıklı beslenmek istiyorsanız ama kendinizi bir plana sadık kalacak kadar disiplinli biri olarak görmüyorsanız, bu imge yerine sağlıklı yiyecekleri canı çeken ve seven herhangi birinin imgesini koyabilirsiniz. Özgür ve enerjik hissetmeyi hayal edin. Kendinizi iyi beslenirken ve bundan hoşlanırken hayal edin.

 

Dikkatinizi verdiğiniz yer, enerjinizin aktığı yerdir; bu tamamen yeni bir yapı yaratmayla ilgili bir şeydir.

 

Çılgın olan şey şudur; beyin, tam olarak neyi gerçek olduğuyla neyin hayal olduğunun arasındaki farkı bilmez. Şu deneyi büyük ihtimalle duymuşsunuzdur; bir insan kesilen bir limon resmediyor ve ortada limon bile olmamasına rağmen kişinin dişleri kamaşıyor.

 

Beyin, zihinde uyandırılmış bir imgeye bile gerçek ve fiziksel bir tepki gösterebiliyor. Maddesel gerçeklik düşünceden —bilinçli imgeleme yoluyla geliştirilen fikir— başlar ve daha sonra gerçek fiziksel tepki bildirilir.

 

Deneyin!

Bu yüzden, kendinize yeterince yeni bilgi verdiğinizde, bilincinizi değiştirmeye başlayacaksınız. Ve daha sonra hareketleriniz bu değişimi yansıtmaya ve takip etmeye başlayacak. Eğer hiçbir irade gücü olmadan tembel ya da açgözlü olarak kendi imgelerimizi tutabilirsek —her zaman imgeleri saklarız, farkında olsak da olmasak da— midemiz ‘kötü’ olan bir şey için guruldar ve kendimizi suçlu ve utanmış hissetmek için yeterince işimizin bittiğini düşünmekten kendimizi alamayız ve bu böyle devam eder.

Kuantum sıçrayışı —gerçek fiziksel değişim— algıdaki değişimden çok büyük oranda etkilenir.

“Mış” gibi yapmak

‘Sağlıklıyım, mutluyum ve değiştim.’

Temel canlandırma tekniği

Hayalle Gerçek

İster inanın ister inanmayın, değişim önce kafa yapınız yani bakış açınızda başlar sonra da onu dış dünyada görmeye başlarsınız. Örneğin, eğer sürekli (bilinçli ya da bilinçsiz) ilişkilerin hayal kırıklığına uğratıcı olduğuna dair düşünceniz varsa, büyük olasılıkla kendiniz zor ve hayal kırıcı ilişkiler yaşarsınız. Fakat kolay ve neşeli bir ilişki canlandırmayı denerseniz, büyük bir olasılıkla sizinle bu türde bir ilişki yaşayacak olan bir partneri kendinize çekeceksinizdir.

 

Alıştırmayı önce genel bir fikir sahibi olmak için okuyun, sonra gözlerinizi kapayın ve olabildiğince gerçekçi kılmak için hayal gücünüzü kullanın. İsterseniz, kelimeleri okurken kendi sesinizi kaydedebilir, bunları tekrar çalabilir ve aklınızı tamamen yeni imgeye bırakabilirsiniz. Derin ve yavaş nefes alıp vererek, zihninizin derin bölgelerine sığının.

 

Koşuşturan tüm düşüncelerin ve imgelerin farkına varın ve yalnızca orada olmalarına izin verin. Kendinizi şu an nasılsanız öyle görün. Yargılamaya çalışmayın, fakat sadece elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan insanla birlikte olun.

 

Şimdi, bu imgeyi arka plana geçirin. Eğer gitmek istemiyorsa, sorun değil, sadece etrafta sallanmasına müsaade edin.

 

Zihninizde gelişen ve hayatı seven bir insan olarak kendi imgenizi yaratmaya başlayın. Mutluluğun renginin ve kahkahanın sesinin farkına varın. Ruhunuzun, aklınızın ve vücudunuzun her yerinde zindeliği besleyecek mükemmel kararlar aldığınız günlerden geçerken izleyin kendinizi.

 

Özenle beslendiğinizi görün. Aktif olduğunuzu görün, sessizce anı dinleyin ve yaratıcılık düzeyinin yükselmesinden zevk alın. Yaptığınız her şeyden yalnızca sizin değil, bu gezegende yaşayan tüm canlıların yararlandığını görün.

 

İnsanların bize doğru nasıl yöneldiğinin ve olayların daha az çabayla ve sizin istediğiniz gibi gittiğinin farkına varın. Havada senkron ve sihir var. Yaptığınız her şeyin içine akan parlak enerjiyi hissedin. Yaşamınızın yeni bir amacı var. Kendinizi yükselmiş ve yaşamın özüne ulaşmış hissedeceksiniz.

 

Vücudunuzun her bir hücresinde yenilendiğinizi ve yükseldiğinizi hissedin. Her şeyin iyi olduğunu bilmenin rahatlığıyla gevşeyin. Kalbinizden akan derin minnettarlık yayıldıkça on kez daha derin nefes alıp verin, Neşeyle ve kararlılıkla kendi yolunuzdasınız.

 

Hazır olduğunuzda gözlerinizi açın.

 

Bu tip zihninizdeki akımı yeniden tesis etmek ani değişiklikleri getirme potansiyeline sahiptir. Yeniden bu bir hokuspokus değildir. Bir şeyi sadece düşünüp sonra gerçekleşmesini sağlayamazsınız. Zihninizi yeniden şekillendirmek için kesintisiz hareket adımlarının takip edilmesi gerekir. Davranışınızı değiştirmek zorundasınız. Fakat değişimler muazzam ya da etkileyici olmak zorunda değildir. Değişimler sadece sizin kendi gelişiminiz ve sağlığınız yönünde ilerleyecektir.

 

Örneğin, ben kendimi iyi ve mutlu olarak hayal ettiğimde, temizlenmiş arınmış, neredeyse sanki çalkalanıp durulanmışım hissine sahip oluyorum. Bu imajımı destekleyen, benim ‘gerçek hayatta’ izlediğim adımlar,

 

1) Daha çok su içmeye başladım

2) Arınmaya en az bir yıl devam etmeye karar verdim.

3) Üzerinde konuşulması gereken tozlu ilişkileri gözden geçirdim.

 

Canlandırma egzersizleri beni çeşitli şekillerde ve düzeylerdeki temizliklerime hazırladı ama daha sonra gerçekten bunu ortaya koymak için bazı önlemler aldım.

 

Güdümlü betimleme çalışması yapmak muhakkak bir kereye mahsus bir iş değildir; bu aklınıza gelen her an yapabileceğiniz bir şeydir. Bilincinize kök salacak yeni imgeleri (çok aşırı tutunmadan) güçlendirmeye devam etmek istiyorsunuz.

 

Ben insanlara günde en azından bir kere gözlerini kapayıp zihinlerinin yaratıcılığını teşvik etmelerini tavsiye ediyorum. Herhangi bir yeni egzersiz ya da programla yavaş yavaş başlayın (sadece bir dakika bile harcayabilirsiniz) ve daha sonra sıklaştırın. Ben gün boyunca sık sık yanıp sönen imgeleri, oturup uzun bir süre imgeye odaklanmaya tercih ediyorum. Fakat sizin için en doğrusu neyse onu yapın.

 

Burada bir not: Durmaksızın şeylerin nasıl değiştiğini görmek için sürekli olarak bakmamak önemlidir. Bu tür değişmez değerlendirmeler tahmin edilen başlama ve duyurma süreçlerinin ilerlemesine engel olur. İşiniz, zihninizi yeni bir yere yerleştirip orada bırakarak değişimi başlatmak, sonra da eteri ortaya çıkaran ayrıntıları açığa bırakmaktır.

 

Daima sonuçları aradığınızda (neden henüz iyi bir cilde sahip değilim, öfkem neden hâlâ kaybolmadı?) aceleci bir enerji dağıtırsınız. Benim mesajım şudur: İşini yap ve haydi gidelim. Rahatla ve doğru şeylerin gerçekleşeceğini farz et.

 

Dönüşüm, zamanı geldiğinde gerçekleşir. Onun için hazırlanırken adımlar atabilirsiniz ama neticede en iyisi kenara çekilmek ve bu gizemli lütfun sizi ele geçirmesine izin vermek. Bu kuantum sıçrayışının nasıl işlediğini gösterir.

Konunun devamına buradan ulaşabilirsiniz…