Seneca, arkadaşı Lucillius’a yazdığı mektuplardan birinde, korku hakkında öğrendiği bir dersi paylaşmıştır. “Umut etmekten vazgeçersen, korkuların da son bulur.” Yani, Umut da korku da geleceğe dair beklentilerden doğar; beklentileri bırakırsan ruhun dinginleşir.
Bizi “İleriye” Götüren Şey “Umut” değil midir? Umudu bırakmak nihilist (hayatın anlamı olmadığı) bir yaklaşım değil midir? Dürüst olmak gerekirse, umudun bir amacı olduğunu düşünüyorum.
Dalai Lama’nın dediği gibi: “En karanlık günlerde umut bulurum ve en parlak günlerde odaklanırım.”
Umut konusu, motivasyonel posterlerde veya sosyal medya paylaşımlarında sıkça işlenen bir konudur.
- “Umarım Covid vakaları tekrar artmaz.” (Artarza korkma)
- “Umarım tatile gidebilirim.” (Tatile gidemezsen hayal kırıklığına uğrama)
- “Umarım o benden hoşlanır.” (Hoşlanmazsa hayal kırıklığına uğrama)
- “Umarım işe alınırım.” (Alınmadığında Hayal kırıklığına uğrama)
GERÇEĞİ KABUL EDELİM, UMDUĞUMUZ ŞEYLERİN ÇOĞU (KORKULARIN DA OLDUĞU GİBİ) GERÇEKLEŞMEYECEK. Seneca’nın bahsettiği umut da bu türden bir umuttu. SONUCA BAĞIMLI OLMAMAK – HAYAL KIRIKLIĞI YA DA KORKU DOĞMAYACAK
Seneca şöyle devam etti:
“Korku, umutla aynı hızda ilerler; ikisi de belirsizlik içindeki, geleceğe bakarak endişe içindeki zihne aittir. İkisi de esas olarak, kendimizi şimdiki zamana adapte etmek yerine düşüncelerimizi çok ileriye yansıtmamızdan kaynaklanır.”
Bundan daha iyi bir şekilde ifade edilemezdi.
“Umut” ve “Korku” AYNI ŞEYDİR.
KORKU DUYDUĞUNUZDA, BİR ŞEYİN OLMAMASI İÇİN UMUT EDERSİNİZ. EN İLKEL VE ESKİ HALİYLE, “UMARIM BU KAPLAN BENİ YEMEZ!” ŞEKLİNDEDİR. Ancak günümüzün daha güvenli dünyasında, bu daha çok “İstemediğim Şeylerin Gerçekleşmemesini Umuyorum” şeklinde ifade ediliyor.
O ZAMAN ŞİMDİ NE YAPACAĞINA ODAKLAN!
“Umarım” ifadesini ne sıklıkla kullandığınızı bir düşünün. Ben kendimi sık sık bu ifadeyi kullanırken buluyorum. Ancak daha derin bir düzeyde, bir şeylerin gerçekleşmesini ummuyorum. Daha iyi bir geleceğe olan inancım/umudum/güvenim var (İYİ OLACAĞINA İNANMAK) . Ancak benim umudum çok “SOYUT” bir umut.
Belirli bir tür umut taşımak istemiyorum çünkü bu sadece korkuya neden oluyor. Bir şey umduğunuzda, istediğiniz şeylere sahip olmak istersiniz (SONUCA BAĞLANMA). Bu, HUZURLU BİR YAŞAM tarzı değildir. – OKAN TURAN
Sadece geleceğe inan ve sonra unut gitsin! Geleceği çok uzun süre düşünmekten kaçın. Bir şeylerin olmasını çok istediğini fark ettiğinde, düşüncelerinin farkına var. Kendi kendine konuşmalarını düzelt. Bu gerçekten önemli çünkü konuşma şeklin inançlarını pekiştirir.
Sürekli “umarım” dediğinizde, bunun normal bir davranış olduğunu düşünürsünüz. Umut etmeye devam edersiniz ve muhtemelen daha fazlasını umarsınız. Ve işler yolunda gitmediğinde hayal kırıklığına uğrarsınız.
“Feel The Fear And Do it Anyway” kitabının yazarı Susan Jeffers’dan bunu önlemek için harika bir teknik öğrendim. Kitabında, herkese “umut etmek” yerine “MERAK ETMEK”le başlamasını öneriyor.
- “Umarım yeni bir iş bulurum” demek yerine
- “Acaba yeni işim ne olacak?” deyin.
HAYAT ÖNGÖRÜLMEZ
Bu zihniyet değişikliğini seviyorum çünkü hayatın gerçekte nasıl olduğu gibi: Öngörülemez.
- Bir şeyleri umduğumuzda, hayatı kontrol edebileceğimizi düşünürüz.
- Bir şeyi gerçekten çok istediğimiz sürece, onun gerçekleşeceğini düşünürüz.
BU, KONTROL SAHİBİ OLDUĞUMUZU HİSSETMENİN BİR ŞEKLİDİR. Birçok insanın hayatlarını bir şeyden diğerine umutla geçirdiğini hayal edebiliyorum.
UMUT ETMEK, KENDİNİZİ MEŞGUL TUTMANIN İYİ BİR YOLUDUR.
Ama hayatı SİZİ HER YERE GÖTÜREBİLECEK BİR YOLCULUK OLARAK GÖRMEYE başlarsanız, her şeye farklı bir şekilde yaklaşırsınız. “BAKALIM NE OLACAK” DERSİNİZ.
Ve bir Stoacı olarak, ne olursa olsun, sorun yoktur. Yani hayat iyi olacaktır.
Okan Turan
Tekrar Görüşmek Umuduyla (Yoksa Umut etmemem mi gerekiyor?)
Kaynak: Yazar – Darius Foroux

