“Hem Bay Edison’ı hem de Bay Ford’u bizzat analiz etme mutluluğuna eriştim… Bu yüzden, onların muazzam başarılarının başlıca kaynağını uzaktan bile andıran tek niteliğin azim (ısrar, sebat) olduğunu doğrudan bilgiyle söyleyebilirim.”— Napoleon Hill, Think and Grow Rich kitabının yazarı.
Azim Yasası, azim göstermeye devam ederseniz ve erken pes etmezseniz, hayal edebileceğinizden çok daha fazlasını başarabileceğinizi ve başaracağınızı belirtir.
Azim, en çok değer verilmeyen varlıklarınızdan biridir. Bunu kendi yararınıza kullanın ve istediğiniz sonuçları elde edene kadar hedeflerinize sadık kalmayı öğrenin. Çoğu insan vazgeçme aşamasına geldiğinde, siz devam etmelisiniz. Hedeflerinizi takip etmeye karar verdiğinizde, muhtemelen “Bir deneyeyim, işler zorlaşınca herkes gibi vazgeçerim” diye düşünmediniz, değil mi? Hayır! Hedefinize ulaşmaya kararlıydınız. Öyleyse, hedefinize doğru ilerlerken bunu aklınızda tutun.
%90 Kuralı
Bu kural, insanların yaklaşık %90’ının sizinle rekabet edebilmek için çok erken pes edeceğini belirtir. Bu kuralı açıklamak için, Kindle Publishing örneğimize geri dönelim. Amazon’da kitap yazarak ve yayınlayarak geçimini sağlamak isteyen 10.000 kişiden sadece on tanesinin başarılı olacağını varsayalım (gerçekte de durumun buna oldukça yakın olduğunu söyleyebilirim). İnanılmaz derecede rekabetçi görünüyor, değil mi? Bu 10.000 kişi arasında, kaçı başarılı olmak için gerekenleri yapmaya gerçekten kararlıdır?
Bunların yüzde kaçı üç yıl sonra hala yazmaya ve yayınlamaya devam edecek? Kabaca tahmin edersek, bunların yüzde doksanı yazmayı bir hobi olarak görecek ve bunu tam zamanlı bir “iş haline” getirmeyecektir.
Kalan 1.000 kişi arasında, yüzde doksanı on iki ila yirmi dört ay içinde ortadan kaybolacak ve başarılı olmak için gerekenleri yapmaya istekli olmayacaktır. Bu durumda geriye sadece yüz kişi kalır. Bu yüz kişi arasında, yarısı ile üçte ikisi arasında bir kısmı, hatalarından ders almadaki yetersizlikleri veya isteksizlikleri nedeniyle başarılı olamayacaktır.
Örneğin, daha fazla kitap satmak için gerekli olan şeyleri, örneğin fiyatlarını geçici olarak düşürmek veya etkili pazarlama yapmayı öğrenmek gibi, muhtemelen yapmayacaklardır (bkz. Alçakgönüllülük Yasası).
Şimdi geriye sadece otuz ila elli kişi kalıyor. Bu gelişmekte olan yazarlar arasında, bu kitapta açıklanan ilkeleri benimseyenler başarıya ulaşma olasılıkları çok daha yüksektir. Bu kişiler uzun vadeli düşünürler ve sonuç almak için zaman gerektiğini anlarlar, bu nedenle yol boyunca zorlukları ve hayal kırıklıklarını aşarak sebat ederler. Sürekli gelişir ve öğrendikleri her şeyi uygulamaya koyarlar. Sonuç olarak, bu kadar rekabetçi bir pazarda bile uzun vadede sonuç alırlar.
Elbette bunlar kabaca tahminlerdir. Buradaki amaç, sebatın başarıda oynadığı rolü anlamanıza yardımcı olmaktır.
Şans ve Azim Arasındaki İlişki
Daha öncede belirttiğim gibi, başarı bir süreçtir, bir olay (tek bir anlık şey) değildir. Başarıya giden yol; sadece işe yaramayan şeyleri fark edip yola devam etmektir; hepsi bu.. Sizin kimliğiniz; başarısız değil, eylemlerinizden dolayı işe yaramayan şeyler keşfediyorsunuz.
Başarısız İnsan Yoktur, Başarıyı Henüz Keşfedememiş İnsan vardır. — Ziya Şakir Yılmaz – Girişimci
Şanslı olduğunuz için başarılı olmazsınız (piyango kazanmak gibi nadir durumlar hariç). Şans, bir kişinin başarısında kesinlikle rol oynayabilir, ancak şans (hem iyi hem de kötü) uzun vadede ortalama bir seviyeye gelir.
Birkaç ay hatta birkaç yıl şanssız olabilirsiniz, ancak hedeflerinize odaklanmaya devam ederseniz ve bu kitapta anlatılan süreci izlerseniz, muhtemelen “şanslı” olacaksınız. Önemli olan
- Uzun vadede
- Tutarlı kalmak,
- Çok çalışmak ve
- Asla pes etmemektir.
Açık, değil mi?
Gerçek şu ki, ne kadar çok eylemde bulunursanız, işe yarayan bir şey bulma olasılığınız o kadar artar.
Ortalama bir insandan beş kat daha fazla eylemde bulunur ve dört ay sonra pes eden o kişiye karşılık siz üç yıl boyunca hedefinize odaklanmaya devam ederseniz, hanginizin başarılı olma olasılığı daha yüksektir?
Kişisel ve profesyonel hayatımda, azmin genellikle karşılığını verdiğini gördüm. Örneğin, önceki işlerimden birinde, yeterince kişiye ve yeterince uzun süre “soğuk arama” yaparsam, genellikle doğru kişilerle konuşabildiğimi fark ettim. Azim etmeyi öğrendikçe, birçok durumda hedefinize ulaşmanın yollarını bulabileceksiniz.
Azmi, doğal bir seçim sürecinin parçası olarak düşünmek de yardımcı olabilir.
- Yüz kişi aynı şeyi istiyorsa, neden bunu elde eden kişi siz olmalısınız?
- Neden her engeli, motivasyon derecenizi değerlendirmek için tasarlanmış bir test olarak görmüyorsunuz?
Geçici aksilikler, cesaret kırılmaları ve kendinden şüphe duyma, hayatın seçim sürecinin bir parçasıdır.
Bağlılık ve Azim Arasındaki İlişki
Bağlılık, kendinize ve başkalarına, hedeflerinize ulaşacağınızı ve sözlerinizi tutacağınızı beyan etmektir.
Bağlılık gösterdiğinizde, azim kaslarınızı harekete geçirir ve hedeflerinize ulaşma olasılığınızı çok daha yüksek hale getirirsiniz. Kısacası, bağlılık sizi erken pes etmeyecek insanların ilk yüzde beşine sokar. Bağlılığın Gücünü Harekete Geçirmek. Azim kaslarınızı güçlendirmek için düzenli olarak şunları yapmalısınız:
- Hedefinize “yeniden bağlılık” gösterin
- Tutkunuzu ve hedefinizin ardındaki “nedenleri” yeniden alevlendirin
- “İnançlarınızı güçlendirin” ve
- Ne istediğiniz konusunda “netlik” sağlayın.
Başarının üç temel gücünü
- İnanç; Bir şeyin zamanla olacağına inanmak; yaptığını gördükçe inanacaksın
- Netlik; Nereye gideceğini net olarak bilmek; boş boş gezinmemek
- Tutku; Size anlamlı gelen ve heyecanlandıracak şeyi bu dünyaya sunman yani kendini ifade etmen.
kullanarak ve
- hedefinize (yeniden) bağlı kalarak, azim gösterme yeteneğinizin doğal olarak ortaya çıktığını fark etmiş olabilirsiniz.
Herkesten daha fazla sebat etmek Şu anda gösterdiğiniz sebatın on katını gösterebilseydiniz, ne kadar daha fazla şey başarabileceğinizi bir düşünün. Sebat etmek bir beceridir ve öğrenilebilir. İnanç, netlik ve tutkuyu kullanmanın yanı sıra, sebat etmenize yardımcı olacak çeşitli araçlar ve egzersizler de kullanabilirsiniz.
Tek Hedef:
- Hedef Belirleme Sanatında Ustalaşın,
- İçsel Savaşlarınızı Kazanın ve
- Olağanüstü Sonuçlar Elde Edin.
Kurşun Geçirmez Zaman Çerçevesi
Kurşun Geçirmez Zaman Çerçevesi, size zamanınız olduğunu hatırlatır. Ayrıca, belirli bir noktaya ulaşana kadar hedefiniz üzerinde çalışmaya devam etmenizi teşvik eder. Bu belirli nokta genellikle iki ila üç yıl sonraya belirlenen bir son tarihtir.
Kurşun Geçirmez Zaman Çerçevesi aşağıdaki avantajları sağlar:
- Sizin için gerçekten önemli olan bir hedef seçmenizi sağlar. Hedef önemsizse, neden bugünden iki ila üç yıl sonraya belirlenen uzak bir son tarihi önemseyesiniz ki?
- Size zamanınız olduğunu hatırlatır. Bir adım geri çekilip büyük resmi gözden geçirdiğinizde, uzun vadeli bir bakış açısını koruyabilirsiniz. Bu da elbette, azminizi korumanıza olanak sağlar.
- Bir şeyden diğerine atlamanızı önler. “Parlak Nesne Sendromu”ndan (Nerede fırsat oraya koşmaktan ziyade) kaçınmanıza yardımcı olur ve yeterince hızlı sonuç alamadığınızı hissettiğiniz için bir şeyden diğerine atlamanızı önler. Bu, birçok insanın düştüğü büyük bir tuzaktır.
- Size vazgeçme seçeneği sunar. Kendinize tamamen vazgeçme izni verebilirsiniz, ancak bunu yalnızca belirli bir son tarihe ulaştığınızda yapabilirsiniz, daha önce asla yapamazsınız.
Kurşun Geçirmez Zaman Çerçevesi’nin ne kadar sürmesi gerektiğini merak edebilirsiniz.
Büyük bir hedef için, somut sonuçlar görebilmeniz için yeterince uzun olan iki ila üç yıllık bir zaman çizelgesi öneririm. Lütfen unutmayın, insanların bir yıl içinde pes etmesi çok yaygındır ve bu tam da kaçınmanızı istediğim hatadır.
Akıllıca Sebat Etmenin Sanatı
Azim son derece önemli olmakla birlikte, doğru şekilde azim göstermeyi öğrenmeniz daha da önemlidir, aksi takdirde zamanınızı boşa harcayabilirsiniz. Angela Duckworth, Grit: Neden Azim ve Dayanıklılık Başarının Sırrıdır adlı kitabında, 1974 ile 1977 yılları arasında New Yorker dergisi tarafından iki binden fazla kez reddedilen karikatürist Bob Mankoff’un hikayesini anlatır. Sonunda karikatürlerinden biri kabul edildi ve prestijli gazetenin sözleşmeli karikatüristi oldu.
Mankoff’un hikayesinin ilginç yanı, onun Hepsinin ortak bir özelliği olduğunu fark etti: okuyucuyu düşündürüyorlardı. Ayrıca her karikatüristin kendine özgü bir stili olduğunu da fark etti. Diğer karikatüristler kadar iyi olabileceğine inanan Mankoff, karikatürlerini göndermeye devam etti ve sonunda biri kabul edildi.
Bob Mankoff’un hikayesinden öğrenebileceğimiz üç önemli ders şunlardır:
- Tutku, azim getirir. Bob Mankoff kendini komik bir adam olarak görüyordu ve tutkusundan geçimini sağlamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı.
- “Neyin İşe Yaradığını” anlamak için elimizden geleni yapmalıyız. İşle ilgili hedefler söz konusu olduğunda, genellikle insanların istediği şey işe yarar. Müşterilerinizin veya tüketicilerinizin ne istediğini anladığınızda, onlara doğru ürün veya hizmetleri sunabilirsiniz. Mankoff’un durumunda, bu New Yorker dergisi (ve okuyucuları) ne istiyorsa oydu. Belki biraz taviz vermek zorunda kaldı, ama eminim ki bunu yaptığına pişman olmamıştır (bkz. Esneklik Yasası).
- Nihai başarımıza bir dereceye kadar inanmalıyız. Bu, yeterli çalışma ve azimle hedeflerimize ulaşmak için makul bir şansımız olduğuna inanmamız gerektiği anlamına gelir. Bu durumda, Bob Mankoff kendi kişisel stilini koruyarak insanları düşündürebileceğine inanıyordu.
Sonuç olarak, akılsızca azim göstermek istediğiniz sonuçları elde etmek için yeterli değildir. Tutku düzeyinize, güçlü yönlerinize ve yeteneklerinize göre uzun vadede başarı şansınızı değerlendirmeli ve gerektiğinde yaklaşımınızı değiştirmeye de hazır olmalısınız.
Eylem adımı
Eylem Kılavuzu’nu kullanarak hedefiniz için Kesin Zaman Çizelgesi oluşturun. Belirlediğiniz son tarihe kadar pes etmemeye kararlı olun
Yazar Thibaut Meurisse teşekkür eder diğer başarı yasamız Cesaret Yasasına buradan devam edebilirsiniz.
Tekrar görüşmek umuduyla.
Okan Turan
