“Tek bir başarı vardır, o da istediğin şekilde yaşamak.” demiş Amerikalı yazar Christopher Morley.
Korkularımız
Gerçekten de kendi hayatımızı yaşıyor muyuz? Yoksa başkalarının hayatını mı yaşıyoruz halen?
Artık hayattan istemekten korkar hale geldik. “Ya olmazsa” düşüncesi bizi hayal kırıklığına uğratmaktan korur. Yeter ki bir şey isteyin, aman bunu konuda kendinize sınır koymayın. Birilerin bize, “Çok aptalsın, başaramadın, yetersizsin, bi türlü beceremedin, ne kadar kalın kafalısın, beynin yere düşmüş.” deme endişesi, daha başka değişle korkunçlarımızın kaynağı olmuştur.
Kendimizin sınırlarını çizmemize neden olan tek şey, korkularımızdır.
Size şunu söylemeliyim ki, inandığınız “ŞEY” bu hayatta “YARATILMAK” “ZORUNDA.” İster inanın ister inanmayın. Her iki şeyde de haklısınız. İkisinde de kanıt vardır: olabilirliğin ve olmazlığın kanıtıdır bunlar.
Olmayacağına inandığınız şey için bir eylemde bulunur muyuz? Hiç sanmıyorum. Neyi kanıtladınız peki? Olamayacağına dair, eylemde bulunmadığımızı.
Olacağına inandığımız bir şey de ne yaparız? Bir eylem, aksiyonda bulunuruz. Neyi kanıtlarız? Tabii ki olabilirliğini. Her şey bundan ibaret. Hepsi bu.
Ne İstiyorsunuz?
İnançlar konusunu ayrı bir konu olarak ele alacam hiç merak etmeyin bu konu benim ve sizin için çok önemli. O yüzden öncelikle kendinizden “NE İSTİYORSUNUZ?” la başlayalım ne dersiniz. Evet bu kadar basit bir soruya karşılık neredeyse çoğu kimseden çok NET bir yanıt alamadığımı görüyorum. Nedeni basit: İstemekle, hedefleri karıştırıyoruz.
İstek, daha eylem olmadan geneli ve soyut bir şeyi ifade eder. Yani daha tadına bakamadığımızdır. Mesela, “Mutlu olmak istiyorum.” dediğimizde beyin bu isteğe cevap vermiyor. Hangi konu da mutluluk?
Beyin, sadece “Somut” şeylere cevap veriyor. Örneğin, “Önümüzdeki 6 ay için de lojistik ve envanter sorumlusu, Ankara’da maaşı 40.000 TL olan kurumsal bir firma da hafta sonu tatil ve servisi olan bir şirket aramayı akşamları 8:00 de internette aramaya başlamaya kara vereceğimiz” gibi. Beynimiz sadece ve sadece somut şeylere cevap vermesi için programlanmıştır.
Öncelikle hedef planlamasına geçmeden önce, “Ne İstiyorsunuz?” onun hakkında biraz bahsedelim.
Hedefi olmayan şeyi vuramayız
Bunu şuna benzetiyorum: Elinizde mükemmel bir testereyle ormanda dolaşabilirsiniz. Peki bu testereyle ormanda ne yapacaksınız? Hangi ağaçları niçin kesmek istediğinizi biliyorsanız, o zaman kendi durumunuzu da kontrol edebiliyorsunuz demektir. Bilmiyorsanız, siz çok mükemmel, ama değerlendiremediğiniz bir alete sahipsiniz demektir. Öyle ortalıkta dolanırız. Yaptığınız işin de güçlü bir anlamı olmalıdır.
Yola başlamadan önce yapabilecekleriniz üzerinde hiçbir kısıtlama koymamaktır. Şüpheniz olacak şeylere âmin ya da inşallah demek değildir. Gerçekten sınır koymadan bir hayaller alemine girmektir.
Hayallerime Sınır Koyarsam Ne Olur?” makalemde bu konuyu destekleyecek harika bir hikâyem var. Okumanızı şiddetle öneririm. Hayal kurmaya en az yarım en fazla ne kadar olursa, o kadar zaman ayırın. Ondan sonra da amaçlarınızı, elde etmek istediğiniz sonuçları belirlemeye başlayabilirsiniz. Başka bir ifadeyle, seyahat etmek istediğiniz yolun bir haritasını çıkaracaksınız. Sonuçlarımızı belirlemede beş adım yol izleyeceğiz: bunlar,
- Hedeflerinizi olumlu cümle koyarak başlayın: Mesela, “Ben sigara içmek istemiyorum” dediğinizde, beyin İste-miyorumun kökü, “İSTE” olana odaklanır. Bundan dolayı şöyle olmalıdır: “Sigarayı en azında gün de 3 adet AZALT-maya” karar veriyorum.” demeniz daha sağlıklı bir düşünce yapısı olacaktır.
- Mümkün olduğu kadar ayrıntılayın: Bu ne demek? İstediğiniz sonucun “GÖRÜNTÜSÜ” nasıl olmalı; daha temiz ve parlak dişlerim görünür, birileri benim güldüğümü gördüğünde “Vayy dişlerin ne kadar da temiz ve sağlıklı görünüyor” demelerini duymak isteyebilir; ağzınızdan gelen sağlıklı ve ferahlatıcı bir koku sizi rahatlatabilir veya öz güveninizi artırabilir. Yani bunların hepsini duygusal yönden size hitap edecek şekilde tanımlamaktır. Sonuca kesinlikle hangi tarihte ulaşacağınızı da belirlememiz de gerekir. Yoksa bu iş uzar da uzar…
- Amacınıza ulaştığınızı nasıl anlayacaksınız? Biri, kilo vermek istiyordu. Bana göre kilo vermek tartıya çıkıp, kilomun 3-4 kilo düştüğünde başarılı olduğumu hissetmezken, başka biri ise, sevdiği bir ceketin düğmesini kapatabilene kadar kilo vermediğini o zaman anlıyor ve başardığını hissediyordu. Bunda dolayı, istediğiniz sonucu elde etmek için başardığınızı hangi kritere bağlı dayandırdığınızı bir düşünün.
- Kontrollü olun: Sonuç, sizin tarafınızdan başlatılmalı ve sürdürülmelidir. Yani diğer kişilere bağlı bir hedefiniz olmasın. Mesela, sınava çalışmayarak, arkadaşlarınızdan kopya çekmek gibi. O zaman başarı, sizin tarafınızdan gerçekleşemeyecek. Arkadaşınız, sınava gelemeyebilir veya size kağıdını göstermeyebilir. Bundan dolayı da eylemelerimizin kontrolünü başka birilerine yükleyemeyiz.
- Sonuçlarınız gerçeği yansıtıyor mu veya anlamlı mı? Bir lise mezunu olup, üniversitede asistan olmak isteyebilirsiniz ama üniversite diplomanız yoksa bu sizin şu an ki gerçekliğinizle uyuşmaz. Bundan dolayı şu an ki gerçeğinizle uyuşuyor mu? Başka bir değişle haddinizi biliyor musunuz? Kendi becerilerimizin farkında olmamız gerekir. Kendimizi kandırmamak önemli. Ayrıca, yapacağınız şey hem size faydası olup hem de başkalarına yarar sağlıyor mu bunu da kontrol etmeniz gerekiyor. İyi bir takım elbise almayı düşünüyor, ama hırsızlık yaparak başkalarına zarar verebiliriz. Hem kendime hem de başkalarına da faydam olması gerekiyor.
Özet olarak sonuçlarımızın ana öğelerini sıralarsak:
Net Olmak : Tam olarak NE yapmak istiyorsunuz?
Duygusal Ayrıntıla r :
Ne göreceksiniz?
Ne duyacaksınız?
Ne hissedeceksiniz?
Ne koklayacaksınız?
İstenilen Durum : Ne istiyorsunuz? Şimdi neler oluyor? Farkındalığınız ve takip
Şimdiki Durum Ne?
Kanıtlamak : Sonucunuzun başarısını nasıl anlayacaksınız?
Şimdi şunu sormak istiyorum: Başaracağınızı %100 gerçekten bilseydiniz ne yapardınız? Başarınızdan kesin olarak eminseniz, hangi yolu izlemek ister ve hangi eylemlerde bulunmak isterdiniz?
Önceden de söylediğim gibi isteklerimiz konusunda herkesin biraz fikri vardır. Bunların bir kısmı biraz param olsa fena mı olur, şöyle bir ilişkim olsa da evlensem, arabam olsun bir tane bana yeter gibi cümleleri zaten bol bol sarf ediyoruz. Ama ne kadar para istiyorsunuz? 20.000 TL mi, yoksa 50.000 TL mi ne kadar? Araba istiyorsunuz: Peki rengi ne olmalı, hangi marka, fiyatı ne kadar olacak, tek kapılı mı yoksa dört kapılı mı, süratli mi, yoksa bir aile arabası mı? gibi gibi ayrıntılı olarak düşünün.
Dış dünyamızda bir şeyler olmadan önce, iç dünyamızda (hayal anlamında, beyin anlamında) bir şeyler olmak zorunda. Bu zihnimizi ve beynimizi programlayıp, otomatik olarak beyin buna cevap vereceğinden, eyleme de geçmiş olacağız Hatırlayın! Sonuçlarımız sadece ve sadece eylemle oluyordu. Ama eylemleri sağlayan duygulardır ve duygularımızı belirleyen de inanç kalıplarımızdır.
Güçlü Başlamak İyidir, Güçlü Bitirmek Tarihtir.