Farkındalık

Ve Bir Gün Biz de Akıllanacağız

İkiz Kulede Bir Toplantı Odası

İkiz Kulelerde  Bir Toplantı Odasındayız 

Masanın altı karmaşık, iç içe geçmiş kablolarla dolu, bir şirketin yıpranmış bir toplantı odasındalardı. Odanın halıfleksi o kadar rutubet kokmuş ve tozlu ki, hapşırmamak elde değildi. Hapşırmaktan kafalarını sabit tutamıyorlar ve hız kesmeden çalışmaya devam ediyorlardı. Ellerinde bir sunum vardı ve bunu bir an önce bitirmeleri gerekiyordu. 

 

Toplantı odasında iki kişilerdi. Sunumu birlikte hazırlayacaklardı. Kimin ne yapacağını proje başında iş dağılımını beraber karar vermişlerdi. Ancak hiç vakit kaybetmeyen sevgili dostum Hasan’ın bir işi çıkmıştı. Çıkma sebebi de şehir dışından ağabeyleri gelecekti. Ne rahat ve yüzsüz bir kişiydi o.  Yok artık canım o kadar da değil… 

 

Hasan, bulunduğu konuma tırnaklarını kazıya kazıya gelmişti. Ve fakir bir aileden geldiği için canını dişine takıp her gün çalışıyordu. Onun için para ve kariyer çok önemliydi. Öyle bir yapısı vardı ki, bir taraftan çok güven veren bir yapısı varken, diğer taraftan da ofis içindeki dedikodulara bakacak olursak “Aman arkanı iyi kolla.” edasında ortalıklarda dolaşırdı.

 

Yardım severliğin altında, “Acaba benden ne almak istiyor” ironisi herkesin kafasında yer etmişti. Her şeyi öğrenmek istiyor, herkese yardım adı altında, açıkçası başkalarının işlerini de öğrenip şirkette “Tek El” kazanmaya çalışıyordu. Başkalarının kusurlarını toplantılarda söylemekte iyiydi. Ve hiçbir şey olmamış gibi, yüzüne güler, ve bu tebessümü, herkes tarafından bir küfür olarak yorumlanırdı. Ah Hasan Ah! Sen nelere kadirsin böyle. 

 

İkiz Kulede bir Sekreterİkiz kulelerin kapısında doğruca o kokuşmuş toplantı odasına girer ve Hasan’ı arar. “Hasan, neredesin kuzum? Seni kaç defa aradım, mesaj attım ulaşamadım farkında mısın?” sözleriyle sahneye yumuşak tenli, uzun boylu ve şirkete taze kan gelmiş bir çaylak: Kod adı: Yasemin. 

 

 Yasemin, bu şirkette stajını yeni bitirmiş, çok çalışkan, ne isterseniz anında yapan, nazik, kimseyi kıramayan bir yapısı olan hoş bir bayandı. Ailesinin durumu iyi ve pahalı semtlerde otururlardı. Yasemin’in de tek bir amacı vardı: Kariyerinde en yüksek basamağa gelmekti. 

 

Bu olaylardan bir ay öncesine gidelim. Yasemin’le Hasan Starbucks kafede oturmuş lak lak ediyorlar. Sonra arkalarından yöneticileri geliyor ve “Merhaba sevgili dostlarım” diyerek yanlarına oturuyor.

 

O gün, Hasan ve Yasemin’den yöneticileri, bir proje konusunda rapor hazırlayıp, sunum yapmalarını istiyor. Bizim Hasan durur mu hiç. Hemen atılıyor ve şöyle diyor: “Olmuş bilin.” Yasemin ağzı açık kalıyor ve “Neden hemen karar verdin” diye soruyor. Hasan, “Bizim yapacağımıza yürekten inanıyorum.” diyerek Yasemin’i ikna ediyor. 

 

Tarihten bugün, Yasemin, toplantı odalarında deli gibi çalışırken, Hasan ortalıkta görünmüyor. Ya kafede lak lak yapıyor, ya da elinde telefonla sanki büyük bir iş görüşmesi gibi kahkahalar atarak konuşuyor. Yasemin’in aklına bir fikir geliyor ve bunu hemen Hasan’la paylaşıyor. Hasan boş durmayacakttır. Hemen yöneticisinin yanına gidip bu fikri paylaşıyor. Ne zaman Yasemin fikirlerini dile getirse, Hasan’ın gözleri parlıyordu. 

 

 Günler geçmiş, aylar geçmiş artık projenin sunumuna gelmişlerdi. Sunumu kim ilk başlayacağı konusnda başta Yasemin korkmuş. Ama Hasan “Ben, ilk sunuma başlarım, sen ayrıntılarını anlat yeter.” demişti. Yasemin’de okeylemişti. 

Sunumda Hasan öyle etkili konuşmaya başlamıştı ki, “Vay be ne projeymiş” diye herkes kendi aralarında fısıldaşmalar olmuştu. Ayrıntı kısmında Yasemin ise anlatıyor, anlatıyor ve tekrar anlatıyor sonunda toplantı odasındaki kişilerin uykusunu getirmeyi başarıyordu. Hasan tekrar sunumu ele alıyor ve harika bir  ses tonuyla kapanışı yapıyor. Sonra Yöneticisinin yanına gidip “Nasıl bulduğunu?” soruyordu.

Yönetici elini sıkımış ve aradan 6 ay geçtikten sonra bizim Hasan yeni rütbesini omuzlarına takmıştı. Peki Yasemin’imiz n’oldu kayıplara mı karışıtı? Hayır. Yine azimle kafasını kaldırmadan çalışmaya devam etmiş, birilerin ona başka işler yüklemesini bekliyormuş. Sonra o birileri de onun üstüne basarak atlamayı öğrenmiş.  İşte bu  Yasemin’in ilk depresyon hikayesidir. Artık o da akıllanmıştır. Taze kana ihtiyaç olduğunda Yasemin onun yanındadır. Vampir Yasemin Sinemalarda. 

Bu hikâyeden, ki gerçek bir hikayedir aslında; oyuncular farklı sadece. Sizin yorumlarınızı bekliyorum sevgili dostlar. 

Arkadaşlarınızla da paylaşırsanız tadından yenmez… Sağlıcakla kalın.