Farkındalık

Kurumsal Şirketlerde İçsel Motivasyonun 9 Yolu

Kurumsal Firmalarda İçsel Motivasyonun 9 Yolu

Nasıl Bir Şirket Hayal Ediyorsunuz?

İster CEO olun ister yeni stajyer, içsel motivasyonu davranışını besleyecek verimli iş yerlerinin yaratılmasına katkıda bulunabilirsiniz. İşte size şirketinizi geçmişten kurtarıp Motivasyonun yeni bir versiyonunu, parlak dünyamıza taşımanın dokuz yolu.

YÜZDE YİRMİ ZAMAN DİLİMİ” DENEMESİ YAPIN

YÜZDE YİRMİ ZAMAN DİLİMİ” DENEMESİ YAPIN
  • Şirketlerin, çalışanlarına mesailerinin yüzde yirmisini istedikleri projelere harcamalarına izin verdiklerini, bu uygulamanın yarattığı mucizeleri biliyorsunuzdur. Bu uygulamayı en iyi yapan şirket, Google’dır.

 

 YANİ BİR SAATİNİ PERSONEL KENDİ İSTEĞİ YERDE ÇALIŞSIN

  • Hangimiz işyerinde o kadarlık bir süreyi ziyan etmiyoruz ki?) Hem üstelik siz bunu sonsuza kadar değil altı ay için deneyin bakalım.Bu özerklik adasını yaratarak insanların büyük fikirler üretip üzerinde çalışmalarını, ziyan edecekleri bir süreyi daha verimli bir şekilde değerlendirmelerini sağlamış olacaksınız.
  • Ayrıca kim bilir belki de şirketinizden biri, yeni bir Post-it geliştirir.

ÇALIŞANLARI, BİRBİRLERİNE ÖDÜL VERMEYE TEŞVİK EDİN

ÇALIŞANLARI, BİRBİRLERİNE ÖDÜL VERMEYE TEŞVİK EDİN
  • Firmanın insan kaynakları müdürü, Fast Company dergisine verdiği beyanatta “işe yarıyor çünkü gerçek zamanlı ve yönetim kademesinden gelmiyor” diyor. “Sıra dışı bir şey yapan her personel, mesai arkadaşlarından dakikalar içinde bu işle ilgili takdir ve ödül alabiliyor.” Bu ödüller, beklenmedik, sürpriz ödüller olduklarından, çoğu kurumsal havucun yedi ölümcül hatasını da kendisinde barındırmıyorlar. Patron değil de bir iş arkadaşı tarafından verildiği için, farklı ve hatta daha derin anlamlar taşıyorlar. Öyle ki, motive edici olduklarını bile söyleyebiliriz.

 

  • ÖZERKLİK DEĞERLENDİRMESİ YAPIN
ÖZERKLİK DEĞERLENDİRMESİ YAPIN
  • Özerklik değerlendirmesi yapacaksınız. Departmanınızdaki veya ekibinizdeki kişilere şu dört soruyu sorun. (Cevaplarını sıfır ve on arasında puanlarla versinler. Sıfır “hemen hemen hiç”, on ise “çok büyük miktarda” anlamına geliyor):
  • Yaptığınız işte, yani ana sorumluluklarınız ve gün içinde yaptıklarınız üzerinde ne kadar özerkliğe sahipsiniz?
  • İş yerinizde size verilen zaman üzerinde ne kadar özerklik sahibisiniz? Mesela ne zaman gelip ne zaman gideceğinizi, her gün mesai saatlerinizi nasıl kullanacağınızı siz belirleyebiliyor musunuz?
  • Ekibiniz ile ilgili olarak ne kadar özerkliğe sahipsiniz? Genellikle beraber çalışmanız gereken insanların seçiminde ne kadar söz sahibi olabiliyorsunuz?
  • Çalışma yöntemleriniz üzerinde ne kadar özerksiniz? İşinizin ana sorumluluklarını tam olarak nasıl yerine getiriyorsunuz?

 

KONTROLÜ ELİNİZDEN BIRAKMANIN ÜÇ ADIMI
  • Hedef belirleme sürecine çalışanlarınızı dahil edin. Kendi hedeflerinizi kendiniz mi belirlersiniz yoksa size empoze edilmesini mi istersiniz? Evet, ben de öyle düşünmüştüm. Sizinle çalışanlar neden farklı düşünsün peki? Yapılan çok sayıda araştırmaya göre kişiler, kendileri belirledikleri hedeflere ulaşmak için daha gayretle çabalıyorlar. Siz de çalışanlarınızı hedef belirleme sürecinin içine dahil edin. Sizi şaşırtabilirler. İnsanlar genellikle, sizin onlar için belirlediğiniz hedeflerden daha büyüklerini isterler. (ÇALIŞANLAR HEDEFLERİNİ KENDİ BELİRLESİN)
  • Kontrol edici bir lisan kullanmayın. “Yapmalısın”, “etmelisin” gibi sözcükler söylemek yerine “sence”, “düşünsek” gibi sözcükler kullanın. Sözcüklerinizde yapacağınız minik bir değişiklik insanların zorla değil daha büyük bir şevkle çalışmalarını sağlayabilir, hatta bazı çalışanlarınızdaki direnci azaltabilirsiniz. Sizce de öyle mi? En azından bir düşünsek mi? (KONUŞMA TARZINIZ OTORİTE İÇERMESİN)
  • Çalışma saatlerinde esnek olun. Bazen insanları ofisinize çağırmanız gerekir. Ama bazen de onların size gelmelerini beklemek daha akıllıca olur. Üniversite hocalarına kulak verin ve programınız müsait olduğunda her hafta bir ya da iki saatinizi çalışanlarınızın yanınıza gelip kafasındaki her türlü konuyu sizinle konuşması için ayırın. İş arkadaşlarınız bundan istifade ederken siz de bir şeyler öğrenebilirsiniz.  (Personellerinizi Lütfen ama Lütfen İçten DİNLEYİN)

 

BU KİMİN AMACI” OYUNUNU OYNAYIN

BU KİMİN AMACI” OYUNUNU OYNAYIN

Herkese birer boş kart verin. Sonra şu soruyu yazılı olarak cevaplamalarını isteyin:

  • Şirketimizin (ya da kurumumuzun) amacı nedir?”
  • Nasıl cevaplar verilmiş?
  • Birbirlerine benzer cevaplar mı?
  • Herkes ortak bir amaç etrafında toplanmış mı?
  • Yoksa dağınık cevaplar mı verilmiş?
  • Biri bir şey derken, diğeri başka bir şey mi diyor?
  • Kiminin de hiç mi fikri yok?
  • İnsanlar neyi neden yaptıklarını bilmiyorlarsa onları nasıl motive edebilirsiniz ki?

 

REICH’IN ZAMİR TESTİNİ YAPIN

REICH’IN ZAMİR TESTİNİ YAPIN
  • Siz, bir “biz” şirketi misiniz yoksa “onlar” şirket mi?

GRUPLAR İÇİN AKIŞ TARZI İŞLERİ TEŞVİK EDİN

İÇSEL MOTİVASYONA GÖRE TASARLAYIN
  • Öyle bir ortam yaratın ki insanlar o ortama dahil olmaktan keyif alsınlar.
  • Kullanıcılara özerklik verin.
  • Sistemi olabildiğince açık ve şeffaf tutun.
  • İş yerinizdeki ortam, özerklik, ustalık ve amaç konularında sizi kısıtlıyor mu yoksa cesaretlendiriyor mu?

 

İÇSEL MOTİVASYONA GÖRE TASARLAYIN

GRUPLAR İÇİN AKIŞ TARZI İŞLERİ TEŞVİK EDİN
  • Çünkü o işi iyi yaptıklarını kanıtlamışlardır. Şanssız bir azınlık da hiçbir akış duygusu vermeyen, kimsenin yapmak istemediği işlere mahkum edilir. Gruplarınıza az da olsa bir hareket getirmek için işte birkaç ipucu:
  • Çok farklı özelliklere sahip kişilerden bir ekip kurarak başlayın. Harvard’dan Teresa Amabile ’in de önerdiği gibi “İnsanların birbirlerini harekete geçireceği, birbirlerinden bir şeyler öğrenebilecekleri, kariyer geçmişi ve eğitim anlamında homojen olmayan çalışma grupları kurun. İnsanlar böyle gruplarda birbirlerinin fikirlerine çapraz dölleme yapacaktır.”
  • Grubunuza rekabet sokmayın. Daha yüksek performans alırım diye iş arkadaşlarını birbirlerine karşı rekabete sokmayın. Bu, nadiren işe yarayan bir yöntemdir ve hemen hemen daima içsel motivasyonun köküne kibrit suyu döker. Siz iyisi mi rekabeti bırakın, iş birliği ve yardımlaşma gibi kavramlara odaklanın.
  • Küçük görev değişikliklerinde ferahlık vardır. Bir çalışanınız halihazırdaki görevinden sıkıldıysa, ustalaşmış olduğu alanda birilerini eğitip eğitemeyeceği seçeneğini değerlendirin. Ardından, daha deneyimli bir ekip üyesinin işinin bazı kısımlarında başarılı olup olamayacağına bakın.
  • Amaç ile canlandırın, ödülle motive etmeyin. Paylaşılan bir görev kadar hiçbir şey bir ekibin üyelerini birbirine bağlayamaz. İnsanlar ortak bir amaç etrafında kilitlendiğinde –bu çılgıncasına harika bir şey yaratmak da olabilir, harici bir rakibi geçmek ve hatta dünyayı değiştirmek de olabilir– grubunuz işinden daha fazla keyif alacak ve daha iyi çalışacaktır.