Girişimcilik

Başarılı İnsanların İnanç Kodları-1

Başarılı İnsanların İnanç Kodları_1

Başarılı İnsanların İnanç Kodlarına Hoş Geldiniz.

Evet “Başarıya Bakış Açısı” adlı konumuzdan devam ediyoruz. Her şey bakış açısı ve inançlarla ilgiliydi ve hayatımızın değişmesini istiyorsak bakış açımızı, inançlarımızı da değiştirmemiz gerektiğini artık biliyoruz.

Evet kendimizi girişimciliğe adamayı düşünüyor, eski versiyonunun üzerine yeni versiyonunu inşa etmek istiyorsan o zaman ilk başarı inanç kodumuzdan başlayalım şimdi:

Mücadele

1) Herkes Mevcut Durumdan Tatminken Sen Daha Fazlası İçin Zorlarsın.

Burada amacımız bizim hedefi daha yukarıya koymakla ilgilidir. Zengin insanların hayatına baktığınız zaman limitlerini sürekli yukarıya çıkarmakla takıntılı kişilerdir.

Kendilerini zorlayıp hedeflerini limitsizleştirmeye çalışıyorlar ve daha fazlasını istemeye odaklanıyorlar. Eğer normal insan bakışıyla “Bu hayat bana yeter, azla yetinmeyen çoğu bulamaz” diyenlerdenseniz hemen okumayı bırakın çünkü çok sıkılacaksınız. Zamanınız değerli. Boşuna harcamayın.

Amacımız her zaman daha fazlası olmalıdır.

Size Aykut Oğut’un katıldığım bir seminerinden bahsedeceğim. Kendisi “Evrenden Torpilim Var” adlı kitabı yazdıktan sonra hayatı bir gecede değiştiğini ve hatta özel şoförü olduğunu söyledi. Bu yüksek gelir seviyesine ulaşınca hayatında sadece iki sorunu olduğunu; biri buzdolabımda niye buz yok, diğeri ise bu mangaldaki köfteler niye çok yandığıydı.

İki yıl sonra da hayatından keyif almadığını söyledi. Peki burada size soruyorum sizce neden hayatından keyif almamıştır Aykut Oğut?

Çünkü hayatı artık o standarda alıştı ve eski arzularını tüketti. Bu durum sadece parayla mı ilgilidir? Hayır bence değil. Hayatının belli noktasına geldiğinde çıtanı bir sonraki yere çıkarman gerekiyor çünkü mevcut durum belli bir sonra seni sıkmaya ve yeni arayışlara yelken açmanı zorluyor.

İşte başarılı insanların bakışı açısı da bu yöndedir. Hep daha fazlasının istemesinin nedeni daha fazla para değil, kendi sınırını aşmayı görmekten keyif aldıkları için yapıyorlar ve zaten para da arkalarından geliyor. Paraya zaten ihtiyaçları yok bu insanların.

Biz konfor alanımızdan çıkmamak için devamlı “Zorlamaya ne gerek var, hayat böyle güzel” diye avutuyoruz kendimizi devamlı.

Güçlü karaktere sahip olanlar rahatsız edici şeyler karşısında artık rahatsız olmadıklarını söylüyorlar.

Güçlü karakterli kişiler sürekli bir hedef koyarlar ve onu elde edince sonra başka bir hedef ve başka bir hedef koymanın tadını çıkarırken normal insanlara bu yaklaşım yorucu ve rahatsız edici gelir.

Güçlü ve başarılı kişiler rahatsızlıkta rahattırlar ama

Normal insanlar Rahatsızlıkta rahatsızdırlar. Rahatlarını bozmak istemezler zaten hedefi yoktur ki bir yerlere koşsun.

Güçlü karakterli insanlar tatile çıktıklarında rahatsız olurlar ama normal insanlar çalışmaktan rahatsız olurlar. Başarılı insanlar için bu durum çok kabul edilen bir şeyken sıradan insanlar için anormal bir şey olarak görünüyor.

Güçlü insanlar hep daha fazla yapabileceğine inanan bakış açıları vardır, sıradan insanlar da yeterlilik bakış açısı vardır.

Herkesin yeterli dediği yerde başarılı insanlar nasıl daha fazlasına ulaşabiliriz bunları düşünüyorlar.

Diğer başarı inanç kodumuz ise

Akışta Olmak

2) Akışta Olmak

Başarılı insanların bir özelliği de akışta olmalarıdır. İnsanın bir akışta olma hali vardır. Odaklanmakla, akışta olmak arasında bir fark vardır. Odaklanmak insanın iradesine bağlıdır yani bilinçli bir çabadır. Ayni gürültülü bir yerde dikkatini dağılır ve dikkatin dağılmaması için kulaklı takar odağını toparlamaya çalışırsın. Odak iradenle geliştirilir.

 

Akışta olmak ise çok farklıdır. Burada bilinçsizlik vardır. Bu alana girdiği zaman kendini dünyadan soyutlanmış hisseder ve dünya sanki yavaşlamış gibidir. Dışardaki sesleri bile belli bir süre duymamaya başlıyorsunuz.

 

Başarılı insanların akışta olmaları için belli ritüelleri vardır. Belli girişimciler belli yerleri vardır oralara giderler ve orada bu akışı geliştirirler. Böyle akışta olanların dikkatini dağıtmak zordur ve gerçekten o anda hedefine bir panterin ceylana odaklanması gibidir.

 

Bir işi en iyi şekilde yapmanız için sizin de kendinizi o işin içinde yüzer gibi akışta olmanız gerekecektir. Amaç çok daha yüksek bir konsantrasyon içinde işine pür dikkat kendini vermektir.

Daha çok meditasyonla zihni boşaltıp akışa girme yöntemleri vardır bu konularda araştırabilirsiniz.

Daha önce de söylemiştik hatırlarsınız: Başarı-sonucu etkileyen şey aksiyon, aksiyonu etkileyen şey duygu, duyguyu etkileyen şeyse inançlardır demiştik.

Birçok kişi duygunun enerjisini arttırma konusunda zayıf olduklarını söyler.  Ama o duyguyu harekete iradeyle de çıkartabilirsiniz. Fizyolojik duruşunuzu başarı duruşları sergileyerek yapabilirsiniz.

Karakteriniz yani alışkanlıklarınız, düşünme yapınız, haritanız oluşmuştur ve otomatik bir şekilde işler. Sizi bu düşünce yapınızı iradenizle bir kukla gibi elinize alıp onu eğitmeniz gerekecektir. Akışta olmakta bir beceri ve sabır isteyebilir.

Ya kafa yapınızla, iradenizle duyguları değiştirip enerjinizi arttıracaksınız ya da duygular kontrolü iradenizden bağımsız hareket ederek sizi yönetmeye devam edecektir.

Söylemesi kolay ama yapması kolay değildir. Çünkü duygular konuyu alırsa tüm olaylara tepkisel yaklaşırsınız bu da bizim işimize yaramaz. Reaktif olmanız gerekir.  Siz tepkisel değil, aktif rol oynayan bir oyuncu gibi hareket etmelisiniz. Yoksa duygular sizi yönetir, düşüncelerinizle duygularınıza hükmetmeyi öğrenebiliriz.

Başarılı insanların zihinleri, düşünceleri duygularından çok daha güçlü kontrol edenlerdir. O yüzden zihninizin duyguları ele almasını kontrol etmesini bir an önce öğrenmelisiniz. Çünkü Duygular sizin benzininizdir. O olmadan hareket edemeyiz.

Düşüncelerinizin kaynağı da inançlarınız demiştim daha önce o yüzden bu konuya daha önem verin demiştim. Köklü inanç değişikliği, her seferinde düşüncelerinizi idare etmek zorunda kalmayacaksınız. Tabii ki sabır ve süreç ister her zaman bu böyledir.

Kendini Fark Etmek

3) Kendini Bilmek

Başarılı insanlar her zaman kendilerini tanırlar. Hem güçlü yanlarını hem de zayıf yanlarını bilirler.

Kendinin bilmek, iç gözlem yapabilme ve kendini çevre ile diğer bireylerden ayırıp bir birey olarak görebilmedir

Herkes her konuda iyi olamaz. Zaten herkesin her konuda iyi olmasına gerekte yok. Ama firmalar işe alırken analitik yeteneğin iyi olanları genelde tercih edebiliyorlar. Niye? Çünkü birçok işi aynı anda yapanı bekliyorlar. Sanki her şeyi öğrenmek zorundasın ona göre para veririm dermiş gibi bakıyorlar.

Bir şirket yöneteceksiniz her konuda iyi olmak zorunda mısınız? Böyle bir kural var mı? Yok. Böyle bir kural olamaz. Bizim iyi olmadığımız bir sürü konu var. Ama iyi olduğunuz konuların farkında ve kötü olduğunuz konuların da farkında olmamız gerekir. Ona göre hareket edilmelidir. Eğer siz bir girişimciyseniz neye adım atmanız gerektiğini ve neye adım atmamanız gerektiğini biliyor olmalısınız.

Siz kendi konunuzda iyi olanları yönetebilirsiniz. İyi olmadığınız konularda da başkalarından yardım alabilir veya şirketiniz varsa doğru insanları doğru yerde çalıştırabilirsiniz. Zaten her işe yetişemeyiz de değil mi? Bir konuda kötüyseniz iyiymiş gibi de davranmak ne kendinize ne de başkalarına samimi görünmez.

Siz şunu diyebilirsiniz kendinize: “Ben ekibi harekete geçirmekte iyi değilim.” diyorsanız ve bu çok kritik bir konuysa, o zaman siz o konuda kendinizi geliştirmek zorundasınız. Ama size göre kritik bir konu değilse o konuda iyi olan birini o role koymanız gerekecektir.

Mesela kendi başınıza bir iş çeviriyorsanız, o zaman sizin tek başınıza problem çözmeniz gerekecek, müşteriyle iletişim kurmanız gerekecek, satış yapmanız gerekecek, mail atmanız gerekecek, reklam vermeniz, tasarımları yapmanız ve reklam metni yazmanız ve satış tan sonra müşteri ilişkilerini yönetmeniz gerekecektir.

Mesela sizin müşterileriniz arttıkça ve onların problemine yetişemiyorsanız o zaman bununla ilgili bir web sayfasında veya Youtube da o sorunu çözecek bir video çeker o panele ekler ve her müşteri bu sorunu yaşadığında onları oraya yönlendirebilirsiniz.

Eğer reklam tasarımı yapamıyorum bu konuda kötüyüm derseniz, o zaman ya bu konuyla ilgili eğitimler alıp kendinizi geliştireceksiniz ya da bionluk.com veya armut.com gibi sitelerden uzman kişileri bulup onlara belli para karşılığında yaptırabilirsiniz. Karar sizin.

Sadece şunu bilmeniz gerekiyor, nerelerde iyi nerelerde kötü olduğunuz çok NET bilmeniz gerekiyor. Başarılı insanların hayatına baktığınız zaman çok net bunu biliyorlar.

Warren Buffet

Mesela  yatırımcı zengin iş adamı Warren Buffett’ı (yukarıdaki resimde solda olan) ve ortağı olan Charlie Munger’ı (yukarıdaki resimde sağda olan) aramızda duymayan yoktur sanırım. Bu iki iş adamı ortaklar ama ekranlarda sürekli Warren Buffett’ı görür ve duyarsınız. Bu adamlar büyük firmaların ortakları ve hissedarlarıdır. Warren Buffett’ın kötü olduğu; analitik düşünebilme, raporları okuyabilme, ekibi yönetebilme ve operasyon yönetimlerinin birçoğunda Warren Buffett’ı göremezsiniz ortağı Charlie Munger’ı onun yerine getirmektedir birçok işi.

Bazen Warren Buffett bazı yerlerde açık bir dille Charlie Munger’a “Sen söyle bu konuları ben bilmiyorum” diye dile getirdiği zamanlar olmuştur. Bu tür insanlarda ego yok ne de iyi ne de kötü oldukları kabul ediyor ve yolda kalıyorlar.

Konuya buradan devam edebilirsiniz…