Farkındalık

Parasal Başarı İnancı 5. Bölüm

Parasal Başarı İnancı

Parasal Başarı İnancı 8

Parasal başarıya ulaşmış insanlar; kendilerinin ve değerlerinin tanıtımını yapmaya gönüllüdürler.

Parasal başarıyı yakalayamamış insanlar; satış, tanıtım ve reklam konularında olumsuz düşünürler.

 

Başarının önündeki ne büyük engellerden biri de tanıtım, satış ve reklamdan nefret etmektir. Aslında durum gayet açık: Kendinizi, sunduklarınızı takdir etmezseniz, değerlerinizin tanıtımını yapmazsanız, verdiğiniz hizmeti insanlara tanıyamazsanız, kendi işinizde ya da temsil ettiğiniz işte diğer insanlar sizi nasıl tanıyacak ve nasıl büyük paralar kazanacaksınız?

 

İnandıkları değerleri, meziyetlerini, güvendikleri ürünlerini takdir ettikleri hizmetlerini kendisini dinleyenlerle paylaşanlar başarının ön koşullarından birini yerine getirirler aslında. Örneğin bu tür konuşmalar sonrasında pek çok birlikte iş yapma teklifi almışımdır.

 

Benim gibi düşünen, yani parasal başarıya ulaşmış insanlar da tanıtıma ve reklama karşı çıkmazlar. Karşı oldukları kendilerini başarısızlığa uğratabilecek yanlış tanıtım ve reklam ki bu başlarına gelmez zaten, asla izin vermezler- uygulamalarıdır sadece!

Pazarlama

Tanıtım, reklam gibi sunuşlarla sorunu olanların, hiç bakmadan, izlemeden, dinlemeden direkt olarak buna karşı çıkan kişilerin geçmişinde bazı problemler vardır.

 

Birincisi, bunların bazıları, kendilerine uygun olmayan bir şekilde reklâmı yapılmış kişiler olabilir. Belki bu kişinin “hayır” cevabı dinlenmemiş, “zorla” bir satış yapılmıştır ya da o kişi ürünü aldıktan sonra öyle düşünmüştür. Belki bu kişiyi tanıtım ve reklam için hiç de uygun olmayan bir vakitte rahatsız etmişlerdir.

 

İkincisi, belki de bu kişi birisine bir şey satmak istemiş ve karşısındaki kişi onu hiç dinlemeden saygısızca, sert bir şekilde reddetmiş ve böylece şevkini kıran kötü bir tecrübe yaşamıştır. Bu durumda, reklâmdan (tanıtımdan) hoşlanmaması, başarısızlık ve reddedilme korkusunun basit bir yansımasıdır.

 

Üçüncüsü, belki de o kişinin sorunu, geçmişteki bir aile şartlamasından ileri geliyor olabilir. Bazılarına “Sen kendini değil, bırak seni başkaları övsün.” diyerek kendini takdir etmenin uygun bir davranış olmadığı öğretilir. Eğer hayatınızı Bay/Bayan Terbiye olarak sürdürüyorsanız, bu öğretiyi gayet yerinde görüyor olabilirsiniz. Ama gerçek dünyada, iş ve para söz konusu olduğunda, borunuzu öttürmezseniz, başarınızı takdir etmezseniz, kalitesine inandığınız ürününüzü, hizmetinizi anlatmazsanız hiç kimse bunu sizin için yapmaz.

 

Anlatmak istediğimi daha iyi aktarabilmek için şöyle bir soruyu sorayım:

 

Pazarlama yapmakÖzveriyle, çabayla ortaya koyduğunuz, çok değerli bulduğunuz bir şeyi eski bir gazete kağıdına sarıp sunmayı, yaptıklarınızın önemsiz, çok basit, küçük şeyler olduğunu anlatarak ortaya koyduklarınızı küçümsemeyi, esas değerini aşağıya düşürmeyi hiç düşünür müsünüz? Peki, doğruluğuna ve değerine gerçekten inandığınız halde, bu şekilde konuşup davrandıktan sonra, aslında hayatınızı koyarak elde ettiğiniz o şey her ne ise, onu çok geniş kitlelerin cazip bulup alacaklarına, talep edeceklerine inanıyor musunuz?

 

Kısacası, politikada, iş dünyasında, sporda ve hatta ebeveyn olarak dahi herkes tanıtımını, reklamını yapmak zorundadır. Hangi alanda olursa olsun lider reklâmını yapmaz ya da yapamazsa, uzun süre lider kalamaz. Liderler takipçilerinden çok fazla para kazanırlar.

 

Buradaki önemli nokta, sizin reklâm yapmayı isteyip İstememeniz değil, neden reklâm yaptığınızdır. Bu da yine inançlarınıza dayanır. Değerinize gerçekten inanıyor musunuz? Sunduğunuz ürün ya da hizmete, kalitesine gerçekten inanıyor musunuz? Kim olursa olsun, sunduğunuz ürünün insanların yararına olduğuna, doğru ürün ve hizmeti sunduğunuza gerçekten inanıyor musunuz?

 

Değerinize inanıyorsanız, onu, ona ihtiyaç duyan insanlardan saklamanın neresi uygundur? Artrit’e karşı bir ilacınız var, diyelim. Ve doktoru tarafından Artrit teşhisi konmuş, ilacını bulamadığı için ağrı çeken bir kişiyle karşılaştınız. İlacı o insandan saklar mısınız? O hastanın sizin aklınızı okumasını ve yardım edecek bir ürüne sahip olduğunuzu anlamasını mı beklersiniz?

 

Elindeki fırsatı, ihtiyacı olan insanlara, çok utangaç, çok korkak ya da çok ilgisiz yahut da reklama, tanıtıma karşı olduğu için sunmayan bir kişi hakkında ne düşünürdünüz? ‘ Yukarda saydığımız nedenlerin dışında tanıtıma ve reklam karşı olduğunu söyleyen bazı kişilerin farklı bir nedeni vardır:

 

Ya ürünlerine ya da kendilerine tam anlamıyla güvenmiyorlardır. İşte bu nedenle, başka insanların kendi değerlerine tam olarak güvenmekte ve o değeri diğer insanlarla paylaşma isteğini anlamakta zorlandıkları için tanıtım ya da reklama karşı çıkarlar. Bu da bilinen bir gerçek olduğu için, sizin elinizdeki ürün doğru bir ürün de olsa, kaliteli bir hizmet de sunuyor olsanız, bunu gizlemeyi tercih ettiğinizde, insanların çoğunun aklına sizin ürününüze, hizmetinize güvenmediğiniz gelir. Onlar da size, ürününüze, hizmetinize güvenmeyip almazlar doğa olarak.

 

Unutmayın: Sunduğunuz şeyin insanların gerçekten işine yarayacağına inanıyorsanız, o şeyi olabildiğince çok sayıda insana duyurmak sizin görevinizdir. Bu şekilde, diğer İnsanlara hizmetinizi sunar, ihtiyaçlarını karşılar, yardım eder; bir de para kazanırsınız! 

 

Parasal Başarıyı Yakalamaya Yardımcı Olacak Davranışlar
  1. Şu anda sunduğunuz (ya da sunmayı planladığınız) ürün ya da hizmeti, onun değerine inanmanız konusunda 1 ile 10 arasında değerlendirin (1 en az değerli, 10 en çok değerli). Sonuç 7-9 arasındaysa, ürünün ya da hizmetin değerini arttırma konusunda çalışın. Sonuç 6 ya da daha azsa ya o ürün ya da hizmeti sunmaktan vazgeçin veya gerçekten inandığınız bir şeyi temsil etmeye başlayın.
  2. Pazarlama ve satış üzerine kitaplar okuyun, podcast dinleyin ya da seminerlere gidin. Bu alanlarda uzmanlaşan ve gerçek değerinizi yüzde yüz başarı ve dürüstlükle tanıtabilecek hale gelin.

 

Büyük ve Küçük Problem

Parasal Başarı İnancı 9

Parasal başarıya ulaşmış zengin İnsanlar; kendilerini sorundan daha büyük görürler.

Ekonomik sıkıntı çeken insanlar; kendilerini sorundan daha küçük görürler.

 

Daha önce de belirtmiştim, parasal başarıya ulaşmak parkta bolca yürüyüş yapmaktan geçmez. Ama parkta yürüyüş yapmaya çok benzer. Kıvrımlar, dönüşler, kavşaklar ve engellerle dolu bir yolculuktur. Parasal alanda başarıya giden yol, tuzaklar ve kuyularla bezenmiştir ve birçok kişi sadece bu yüzden o yola çıkmaz.

 

Söz konusu kişiler, çalkantıları, baş ağrılarını ve sorumlulukları istemezler. Kısaca, sorun istemezler. Problemi gördükleri anda kaçarlar, kaçmak için hemen her şeyi yaparlar. Çelişki şuradadır; sorunlarının olmamasını hedefleyerek aslında en büyük sorunu yaratırlar: Mutsuz ve parasız kalırlar. Varlıklı ve yoksul insanlar arasındaki en önemli farklardan biri işte tam da bu noktadadır.

 

Zengin ve başarılı insanlar; kendilerini, problemlerden daha büyük görürler; üstelik “büyük başın büyük derdi” olduğu halde! Oysa parasal açıdan başarısız olalı kişiler; problemleri, kendilerinden daha büyük görürler.

 

Dostlarına, parasal başarının sırrı, sorunlarınızdan kaçmak, onlar yokmuş gibi yapmak ya da onlardan korkmak değildir. Aksine, onlara meydan okuyarak kendinizi her sorundan büyük olacak şekilde geliştirmektir.

 

Başarının sırrı, sorunlarınızdan kaçmak, onlar yokmuş gibi davranarak ya da onlardan korkmak değildir. Başarının sırrı, kendinizi her sorun karşısında ondan daha büyük olacak şekilde geliştirmektir.

 

1 ile 10 arasındaki bir derecelendirmede (1 en az; 10 en çok), kişilik gücü 2 düzeyinde olan bir kişi olduğunuzu ve zorluk derecesi 5 olan bir sorunla yüz yüze geldiğinizi düşünün. O sorun size büyük mü, yoksa küçük mü gelir? 2’nin bakış açısından 5’lik bir sorun büyük bir sorun olur.

 

Şimdi de kendinizi geliştirdiğinizi ve kişilik gücünüzün 8’e vardığınızı düşleyin. Aynı 5 derecelik problem büyük bir sorun mudur, yoksa küçük müdür? Evet, aynı sorun artık küçük bir sorundur.

 

Nihayet, kendinizi geliştirme üzerinde çok çalıştığınızı ve 10’luk bir kişilik haline geldiğinizi düşleyin. Şimdi aynı 5 derecelik sorun büyük müdür, yoksa küçük mü? Bu sorun sizin için artık sorun değildir, sorun olmaktan çıkmıştır. Beyniniz onu sorun olarak kaydetmez bile. Çevresinde negatif enerji yoktur. O artık, giyinmek ya da dişinizi fırçalamak gibi, gündelik hayatın akışı içinde halledilen bir olgu haline gelmiştir.

 

İster zengin ister yoksul olun ister büyük ister küçük oynayın; sorunlar ortadan kalkmaz. Nefes aldığınız müddetçe, hayatınızda problem denilen şeyler ve engeller hep olacaktır. Unutmayın ki konu, asla sorununuzun boyutu değildir, mesele sizin kendi boyutunuzu nasıl gördüğünüzdür!

 

Bunlar size şu an acı verebilir ama, bir sonraki başarı düzeyine ulaşmak istiyorsanız, hayatınızda olan hayatınızda olan bitenlerin gerçeklerin bilincinde olmalısınız. Hayatınızda büyük bir sorun varsa, bu sizin kendi boyutunuzu küçük gördüğünüzü gösterir! Görünüşlere aldanmayın. Dışarıdan görünen dünyanız sadece sizin içsel dünyanızın yansımasıdır. Kalıcı bir değişim yapmak istiyorsanız, sorunlarınızın boyutuna değil, kendi boyutunuza odaklanan!

 

Danışmanlık alan kişilere oldukça açık bir şekilde şunu hatırlatırım: Çok büyük bir sorununuz varmış gibi geldiğinde, parmağınızla kendinizi işaret edin. Bu şekilde dikkatinizi, olması gereken yere yani kendinize yönlendirirsiniz. Daha sonra, boyutunuzu sorununuzdan daha fazla büyüteceğinize, yani daha büyük bir insan olacağınıza, hiçbir sorun ya da engelin sizi mutluluğunuzdan ve başarınızdan ayıramayacağına karar verin.

 

Üstesinden geldiğiniz sorunlar ne kadar büyükse, o kadar büyük işleri halledebilirsiniz; üstlendiğiniz sorumluluk ne kadar büyükse, yanınızda o kadar çok adam çalıştırabilirsiniz; ne kadar çok müşteriyle ilgilenebiliyorsanız, o kadar çok parayla başa çıkabilirsiniz ve elbette, o kadar büyük miktarlarda parayı finanse edebilirsiniz.

 

Tekrar edelim; başarınız ancak sizin kadar büyüyebilir.

Amaç kendinizi, yaşamınızdaki diğer alanlarda olduğu gibi parasal başarıyı da yaratacak ve yarattığınızı korumak yolunda karşınıza çıkan bütün sorunların ve engellerin üstesinden gelecek kadar geliştirmektir.

 

Bu arada, zenginliği koruyabilmek parasal başarının önemli bir başka İlkesidir. Bir kere zengin oldunuz mu iş biter sanmayın. “Araç kutunuz” yarattığınız parasal başarıyı sürdürecek kadar büyük ve güçlü olmalı. Para Haritanız ‘da sizi bu başarıyı sürdürürken alıkoyacak hiçbir şey kalmamalı!

 

Çuvalla ParaKendinizi paralarınızı içine koyduğunuz bir kap olarak düşünün. Kap küçük ama paranız fazlaysa, ne olur? Kap taşar ve fazla gelen para ortalığa saçılır. Bu saçılma sırasında da kapta ancak kabın alabildiği kadar paranız kalır; yani paranızı kaybedersiniz, yani kaptan daha büyük paranız olamaz.

 

İşte bu nedenle, sadece kazandığınız parayı tutmak için değil, daha çok parayı çekmek için de daha büyük bir kap haline gelmelisiniz. Evren boşluğu hiç sevmez ve kocaman bir kabınız olursa, onu doldurmak için harekete geçer.

 

Akıl da genellikle daha öncelikli bulduğu konuya odaklanır. Parasal başarıya ulaşmış insanların kendilerini sorunlarından daha büyük görmelerinin bir nedeni de işte bu konuya dayanır.

 

Onlar sorunlar karşısında şikâyette bulunmazlar, sorunlar karşısında gerilemezler, sorun yokmuş gibi davranmazlar, ama soruna değil; kendi amaçlarına, çözüme odaklanırlar. Zamanlarını ve enerjilerini beliren sorunlara cevap verecek plan ve stratejileri geliştirmeye ve o sorunun bir daha meydana gelmemesi için yeni sistemler yaratmaya harcarlar.

 

Çözüme değil probleme odaklı insanlar işte bu yüzden başarısız olurlar. Vakitlerini ve enerjilerini yakınmaya harcarlar; o sorunun bir daha ortaya çıkmaması için bir şeyler yapmayı bir yana bırakın, sorunu ortadan kaldırmak için dahi yaratıcı adımlar atmazlar.

 

Ya soruna bakıp sızlanırsınız ya da çözümüne odaklanırsınız. İşin temeli şudur; sorunların üstesinden gelmek ve engelleri aşmak konusunda uzmanlaşırsanız, ne sizi başarıdan geri bırakabilir? Cevap, hiçbir şey! Ve sizi hiçbir şey durduramazsa, durdurulamaz hale gelirsiniz. Ve eğer durdurulamazsanız, hayatınızdaki seçenekler neler olur? Cevabı, tüm seçenekler.

 

Durdurulamaz hale gelirseniz, her şeyi elde edebilirsiniz. Sadece seçersiniz ve o şey sizin olur! Nasıl bir özgürlük ama!

 

Parasal Başarıyı Yakalamaya Yardımcı Olacak Davranışlar
  1. “Büyük” bir sorun sizi üzdüğü zaman, kendinizi işaret edin, derin bir nefes alın ve “Ben bunun üstesinden gelebilirim. Ben, her sorundan büyüğüm.” deyin.
  2. Hayatınızdaki bir sorunu yazın. Bu sorunu çözmek ya da en azından durumu daha iyi hale getirmek için on detaylı seçenek düşünün. Bu alıştırma sizi problem odaklı düşünmekten uzaklaştıracak ve çözüme odaklı düşünmeye yaklaştıracak. Birincisi, sorunu çözme şansınız artacak. İkincisi, kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.

 

Bu alıştırmayı hayatınızda bir sorun olduğunu düşündüğünüz anda yapmanızı tavsiye ediyorum.

İsterseniz bir Çay Kahve alıp biraz mola verelim. Sonra kaldığımız yerden devam edebiliriz.